KOC
Son günlerde, zorlu tavırları,
elinizi kuvvetle sıkışı ve güler yüzüyle olağanüstü
dostça davranan biriyle tanıştınız mı? Tanrı yardımcınız
olsun. Herhalde bir Koç size el koymuş olmalı, özellikle, sohbet sırasında
konuşmayı yönlendirmekte biraz sıkıntı çektinizse...
Kendini idealist bir dâvaya mı vakfetmiş ve öfkeyle haksızlığa
uğrayanları mı savunuyor? Tamam işte. Kadın olsun,
erkek olsun, bu insanlar nerede bir haksızlık olduğunu
hissetseler orada savaşa girişirler. Fikirlerini yüksek sesle söylemekten
de hiç çekinmezler. Koç, trafik polisine karşı gelecek, ya da
silahlı bir gangastere aynı şiddetle karşı koyacaktır;
yeter ki hangisi olursa olsun, canını sıkmasınlar...
Sonradan pişman olabilir ama, öfke anında gözü hiçbir şey görmez.
Merih insanları gözlerini hiç kırpmadan, doğrudan doğruya
hedefe yönelirler.
Koç, burçlar âleminin ilk yıldızıdır. Tıpkı Balığın
ölümü, ruhun bilincini temsil etmesi gibi, Koç da doğumu temsil eder.Koç
sadece kendisinin bilincindedir. O, burçlar âleminin bebeğidir- yeni doğmuş
bebeği- ve tamamiyle kendi el ve ayak parmaklarıyla
ilgilenmektedir.Kendi ihtiyaçları her şeyden önce gelir. Bir bebek
anne-babasının, ya da komşularının uyuyup uyumadıklarına
aldırmaz. Acıktığı veya altını ıslattığı
zaman yaygarayı koparır. Şimdi, hemen, biberonunu ve altının
değiştirilmesini istemektedir; sakın ağından almayın.
Bir Koç insanı da aklına bir şey geldiği zaman, ya da aklından
bir şeyi çıkarmak istediği zaman, sabahın dördünde hiç
tereddüt etmeden sizi çağıracaktır. Ne dediğini dinlemek için
neden uyanık değilsiniz? O uyanık ya.. Önemli olan sadece bu.
Bir şey istiyor. Onu alacak. Koç da tıpkı bebek gibi, dünyayla
sadece kendisiyle ilgili olduğu için ilgilenir. Ama, kim küçük bir bebeğe
gerçekten bencil diyebilir? Bebek istediklerini verenlere bol bol gülücükler,
sevgiler dağıtmaya hazırdır. Bir bebeğe hayır
demek zordur, çünkü o kimseye en ufak bir rahatsızlık verdiğinin
farkında bile değildir. Koç için de böyledir. Üstündeki masumiyet
saldırganlığını yumuşatır; tıpkı
yeni doğmuş bebeğin masumiyetinin bencilliğini hoş gösterdiği
gibi...
Bu, insanın silahını elinden alan saflık, aynı zamanda
Koç insanının korkusuzluğunun nedenidir. Bebek, bir yerini yakıncaya
kadar, hiç kimseden ve hiçbir şeyden korkmaz. O zaman bile, canının
yandığını unutarak, aynı şeyi güvenle tekrar
dener.Koç da şeytanca fesatlığın zerresi bile yoktur ve yaşamı
boyunca da böyle kalır. Sonsuza kadar bütün kalbiyle inanır; her
zaman düşer ve kalkıp aynı şeyi tekrar dener. Kafasında
toplanan kuşkular, biri çıkıp da kendisine iyi davranınca
hemen yok olur. Tıpkı bir bebeğin bacağına batan iğnenin
acısını, sonradan birisi gelip de kendisini pudralamaya başladığı
zaman unuttuğu gibi...
Koç bugünden yarma olduğundan başka türlü görünebilir, inanılmaz
hayaller kurar ama hiç yalan söylemez. Karşınızda gördüğünüz
insan neyse, aslında da odur. O' nda gizli ya da karışık hiçbir
şey yoktur. Tıpkı bir bebek gibi çabuk kırılır ve
çaresizdir. Daha güçlü ve olgun insanlar kendisini bir şey yapmaya
zorladıkları veya O' ndan bir-şey almaya kalkıştıkları
zaman, bildiği tek davranışla tepki gösterir bağırır,
çağırır ve bir sürü olay yaratır; ta ki insanlar huzura
kavuşmak için pes edinceye kadar... O'nun ince stratejilere filan ihtiyacı
yoktur. Ciğerlerinin gücü ve şaşmaz inadı güzelce istediğini
elde etmesine yeter. Galiba çaresiz sözcüğünü yanlış kullandık.
Çabuk kırılır, evet-ama çaresiz, hayır.
Koç'un dış görünüşünü tanımak çok kolaydır. Koç
insanlarının kararlı ve keskin çizgili yüzleri vardır, pek
ender olarak yumuşak ve belirsiz olurlar. Belirgin kaşları çoğunlukla,
Koç işaretini meydana getirecek şekilde, burnun dar köprüsü üstünde
birleşirler. Bu belki de, O'nu durdurmak veya elde etmek gibi aptalca bir
fikire kapılanları sembolik boynuzlarla uyarmak için bir ikazdır.
Başta veya yüzde bir ben veya bir iz fark edebilirsiniz; güneş vurduğu
zaman saçların kızıla çaldığını ve yüzün
normalden daha renkli olduğunu görürsünüz. Aynı zamanda, her yöne
doğru görünmez kıvılcımlar saçtığını
da hissedebilirsiniz. Hareketleri genellikle çabuk ve güçlüdür; zihin yapısı
da buna uygundur. Hem erkek hem de kadın Koçlar normal olarak geniş
omuzludurlar ve yürürken gövdeleri hafifçe öne doğru eğilir, başlan
ilerdedir; konuşurken de öyle. Hemen hemen her zaman büyük telaş içindedirler.
(Çoğunlukla, bir tuğla binayı vurup yıkmak için acele
ederler, bu vuruşta boynuzlan eğilecek bile olsa,..) Bir bunalımı
halletmedeki sakin davranışı dışında, Koçta
zarafetle, incelikle ilgili hiçbir şey yoktur. ( Bu da kendisini iyi değerlendiremeyenleri
her zaman şaşırtır.) Kemik yapılan iyi ve güçlüdür,
Koç insanları pek az düşerler. Duruşları üstün egolarını
ve kendilerine duydukları güveni yansıtır. Omuzlan düşük
bir Koç'a rastlarsanız, o belki de çocukluğunda gururu fena halde
incinmiş koyun tipi olabilir. Aldığı yara derinse düzelmesi
zaman alabilir, ama bir gün o da dikleşecektir. Buna güvenebilirsiniz. Hiçbir
şey bu insanları sonsuza kadar çökertemez, bütün bütün yıkılması
ise hiç olası değildir.
Merih'in hükmettiği bir insan, utanmasız bir dürüstlük ve oldukça
etkili bir inançla, dosdoğru gözlerinizin içine bakar. Siz O'nun
dostusunuz, değil mi? O'ndan hoşlanıyorsunuz, öyle değil
mi? Hayır mı? işte o zaman göz yaşları akmaya başlar,
ama içinden. Elinden gelirse, göz yaşlarını hiçbir zaman göstermeyecektir.
Eğer O'nu açıkça ağlarken görürseniz, emin olabilirsiniz ki,
herhangi bir şekilde aldığı yara çok derindir. Koç zayıf
ânında yakalanmaktansa, ölmeyi tercih eder ve bazıları bunların
birincisinden kaçınmak için ikincisini düpedüz göze alırlar.
Koç nadiren sinirli bir şekilde bakışlarını odada
gezdirir. Öyle yaptığı zaman artık sizinle konuşmak
istemiyor demektir. Başka bir-şey dikkatini çekmiş ve sizi
unutmuştur. Söylediklerinize de dikkat etmiyordur. Sakın gücenmeyin.
Bebeği ve O' nün el ve ayak parmaklarını hatırlayın...
Koç hiç kuşkusuz seçtiği mesleğin veya kendi hesabına
kurduğu işin en yüksek mevkiinde olacaktır. Eğer değilse,
başkalarına boyun eğmek zorunda olduğu için açıkça gösterdiği
hoşnutsuzluktan O'nu kolayca tanıyabilirsiniz. Her iki durumda da,
O'nda serbest davranışlar, büyük cömertlik ve maddi şeyler
arayabilirsiniz. Alabildiğine yüksek sesle çalan zillerle her resmi geçitin
başında yürümek arzusuyla yanar tutuşur. Ama ince hesaplar,
zarafet ya da alçakgönüllülük aramayın. Bu özellikler dağıtılırken
Koç, ambar kapısının arkasında kalmış. Aynı
zamanda, biraz da sabırsızdır. Sandviççide, eğer garson kız
acemi, sandviçler de bayatsa, hemen eleştirmeye başlar. Ama servis
iyiyse, herhalde gerektiğinden fazla bahşiş bırakacaktır.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Koç çok dobra bir insandır. Yanıltmak,
eğilip bükülmek Merihin yapısına tamamiyle yabancıdır,
içtenlik ve dürüstlük Koç'un önde gele- özellikleridir. Ancak, bazıları
dengesizdir ve çocukça bir sorumsuzluk içindedir. Hatta olgun, aklı başında
Koç'lar bile, o andaki yeni durumun heyecanı içinde (ki bu O' nların
her zaman bütün dikkatlerini yok eder) , borçlan n ı unutabilirler.
Sonunda faturalarını neşeyle ve isteyerek öderler ama, arkalarından
koşup yakalayıncaya kadar nefessiz kalabilirsiniz.
Her ne kadar Koçlar hayat yolunda cesaretle, inisiyatif ve girişim yeteneğiyle
yürürlerse de, ateş burcundan olan bu insanların cesaretinde bir
tuhaflık vardır. Kar Adamı denen canavarla veya Frankeştayn'la
karşılaşmaktan zerre kadar korkmazlar da, fiziksel bir acıya
dayanamazlar. Manen asla korkak değillerdir, ama canlarım acıtan
her hangi bir şey karşısında kocaman korkak bir kıza dönerler.
Kuşkusuz dişçi onların en sevdiği insanlardan biri değildir.
Her Koç, yaşamının bir yerinde, başının veya yüzünün
yaralanmasına neden olacak telaşlı bir hareket yapabilir.
Kesikler, yanıklar, böbrek enfeksiyonlarından ileri gelen şiddetli
veya hafif migren ağrıları da olabilir. Koç kendisini çelik
gibi sertleştirecek kadar akıllı davranarak, muntazaman dişçiye
gidebilir, göz sağlığına dikkat eder, diyetini bırakmaz,
başındaki soğuk algınlıklarını ciddi biçimde
tedavi eder ve alkolden uzak durur.( Alkol yalnız böbreklere zarar
vermekle kalmaz, Merih'in öfkesiyle birleşince birden tutuşabilir
de!..)
Deri döküntüleri, diz kapağı ağrıları, mide
bozuklukları da Mart'ın sonunda, Nisan'ın başında doğan
bu insanların başına dert olabilir. Koç'un yapısı,
genellikle yaptığı gibi ihmal ederek kötüye kullanmazsa, sağlam
ve güçlüdür. O'nu sessiz sedasız yatağa girip yatarken görürseniz,
bilin ki gerçekten hastadır. O zaman bile O'nu yatakta tutmak için kelepçeye
vurmak gerekir. Sıradan insanı öldürecek kadar yüksek ateşe
dayanıp iyileşebilir. Bunların çoğu da, Merih'in güçlü
etkisiyle, kötü koşullar altında yanlış zamanda yanlış
insanlarla işlerini yürütmek için yaratılmışlardır.
Her zaman tetikte olan öfkeli sabırsızlık ve düş kırıklığı
sağlık sorunlarının gerçek nedenidir. Gecikmeye gösterdiği
reaksiyon O'nu hasta eder. Bilinçli bir sabır, ve tedbirli düşünceli
davranışlar, doktoru ondan uzak tutabilir. Ancak O'nun böyle bir öğüdü
tutacağı yoktur ki... O, nasıl olsa yıllarca doktoru yanına
yaklaştırmaz; ya hastalıktan bitkin düşünceye, ya da daha
makul düşüneceği bir yaşa erişinceye kadar... Koç'un uyuşturuculara
alışma tehlikesi pek yoktur. Normal olarak bir tek uyku hapı bile
almaz. O daha çok uyanık kalmayı tercih eder. ( Bir şeyleri kaçıracağından
korkar.)
Güçlü iyimserliği yüzünden Koç (diğer ateş burçları
Aslan ve Yay ' la birlikte) kronik uzun süren hastalıkların pençesine
pek düşmez; astrolojinin her zaman öğrettiği ve tıp
biliminin şimdi farkına vardığı gibi, böyle hastalıklar
melankoli ve kötümserlikten doğar ve ilerler. Ateş burçları
daha çok yüksek ateş, şiddetli enfeksiyonlar, çarpmalar, yüksek
tansiyon ve şiddetli akut hastalıklara yatkındırlar. Koç '
un düşüncesizce atılganlığı konusunda istediğinizi
söyleyin, ama O' nu melankoliyle pek suçlayamazsınız. Depresyon
tohumlan, eksilse bile, Koç' un toprağında çabucak ölür. Ancak.Koç'un
kafasındaki şu değerli fikir; hiç kimsenin hiç bir şeyi O
' nün kadar iyi yapamayacağı düşüncesi kendisini fazla
sarabilir ve bin bir felâkete de yol açabilir!.. Projelerini enerji ve güvenle,
başarılı olarak yürütür; bunu yaparken kendisini fazla yorduğunu
fark etmez, sonunda ya ülser olur, ya da sinirleri harap olur.Hiç kimse Koç'u
tembellikle suçlayamaz, înce hesaplar yapamaması yüzünden, ustalıklı
stratejik hileler yapmak bu insanlar için imkânsızdır.îyi tanıdığım
bir Koç, o ateşli, bulaşıcı hevesiyle orijinal
fikirlerinden birini parasal açıdan destekleyecek zengin ve nüfuzlu bir
melek bulmuştu. Tam pazarlık kapanmak ve bizim Koç'un en tatlı
hayallerinden biri gerçekleşmek üzereyken o melek, makul olarak ünlü
bir uzmanın işe nezaret etmesini önerdi. Koç işi hiç kimsenin
kendisi kadar iyi idare edemeyeceğinden emindi ve kendisine emirler verecek
biriyle karşılaşmaktan korkuyordu. Bu yüzden, Koç'un her
zamanki alçak gönüllülüğü ile, hemen cevabını verdi!...
Sigarasını havada üstünlük taslayan bir jestle sallayarak, dobra
dobra sordu: " Red cevabımı nasıl istersiniz, çabuk mu,
yoksa yavaş yavaş mı?!" Malî melek de aynı çabuklukla
desteğini geri çekti ve bizim zavallı Koç işadamı kısa
sürede ciddi bir ticari cüzzama yakalandı! Ondan sonraki düş kırıklığıyla
dolu aylar boyunca, eskiden yüzde yüz kendisini destekleyenler, her telefon
edişinde anlaşılmaz şekilde ya yemeğe çıkmış
oluyorlardı, ya da Avrupa'da!.
Biraz akıllıca bir diplomasi tatlı rüyasının havaya uçmasını
önleyebilirdi; ancak, sıradan bir Koç'un Eean Rusk gibi bir Koç burçlunun
diplomasisine erişebilmesi için pek çok yıllar geçmesi gerekir.
Zorlu ve sabırlı çalışmalarla en yüksek mevkiye gelmiş
olan insanlar haklı olarak, çok daha az tecrübeyle çok daha fazla şey
bildiğini sanan saldırgan bir Koç' a içerlerler, ö, teslimiyet ve
alçak gönüllülüğü ancak birçok acı başarısızlığa
uğradıktan sonra öğrenir. Ama bir kez de öğrendikten sonra,
petrol kuyusu gibi kazanç fışkıran bir proje yaparak, yığınla
yaratıcı fikirler üreterek ve sezgileriyle doğru kararlar
vererek önceki başarısızlıklarının acısını
çıkarır. Koç liderliğe ancak, önce itibar ve mevki bakımından
kendisinden üstün olanlara saygı göstererek ulaşabilir. Sonunda ulaştığı
basan da normal olarak dev boyutlarda ve etkileyicidir. Tuhaftır, ama Koçların
çoğu kendilerinden çok, başkaları için servet yaparlar. Pek çok
Koç ömrünün büyük kısmında kira öder ve nadiren ev sahibi olur.
Merih' in ruhuna uygun olarak, para her zaman gelip Koç'u bulmaz. Bu belki de,
O'nun aradığı şeyin ille de bankada olmayışındandır
Koç'un başkalarının duygularım
hiçe sayarak güvenle ileri atılmasına, özellikle gençliğinde
" önce ben " diyen tutumuna karşın, bu insan bütün burçların
insanları içinde en cana yakın ve en cömert olanıdır.Zalim
değildir.Her şeyi herkesten daha iyi yaptığına içtenlikle
inanır. Başkaları beceriksizlik ve başarısızlık
içinde çırpınırken, O psikolojik olarak, bir kenara çekilip
duramaz. Para veya şan ve şerefi seçmesini isterseniz, O her zaman
şan ve şerefi seçecektir. Herkes kadar O'da paradan hoşlanır,
ancak övgü ve ünden biraz daha fazla hoşlanır. Koç, üstlerinin
otoritesi olmadan anî kararlar vermek adetindedir. Konuşması hicivli
ve acı bir şekilde küfürlü olabilir. Koç1 un öfkesi sesle aynı
hızda parlar, ancak genellikle daha kurbanı ne olup bittiğini
anlamadan söner ve o mutlu, çocuksu tebessümü geri döner. O bildiğiniz
atılgan Koç Nikita Krushchev'i hatırlamadan geçemeyeceğiz.
Birleşmiş Milletlerin bir toplantısında, televizyon
izleyicilerinin gözleri önünde çocuksu bir öfkeyle, altta kalanın canı
çıksın diyerek, ayakkabısını ayağından çıkarıp
önündeki masaya vurmuştu. Başkaları O'na aldırmıyorlardı,
öyle ise Koç kendisine önem verilmeyen bir yerde ayıba, inceliğe
filan aldırır mıydı? Ve bu aynı Koç, o harika
Disneyland'ı göremediği için gerçekten büyük üzüntü duymuştu.
Merih insanları çoğunlukla müthiş öfkeli olmakla suçlanırlar.
Öyledirler. Ama öfkeleri çabuk geçer. Bir kez de öfkeyi yendikleri zaman,
genellikle üzüntü konusu gömülür, unutulup gider... Düşünmeden söylediği,
ama aslında öyle söylemek istemediği sözleri hâlâ hatırlamanıza
şaşırır ve gücenir. Kendisine fırsat verilirse Koç öfke
içinde yaptığı korkunç tehditlere bakmadan, en kötü düşmanından
özür dileyecektir. Düşüncesizce ve bilerek reddedilmeyi davet ederken
bile, kabul edilmek ister. Koç insanı kişilere pek öfkelenmez. Kıvılcım
yağmuruna tutulabilirsiniz.Ama ateş aslında tahammül edemediği
bir fikre veya duruma karşı açılmıştır.
Koç, eğer ilerlemesine yaran olacaksa veya yüksek ideallerinden birine
hizmet edecekse küçük beyaz bir yalan söyleyebilir. Bunun dışında,
çok şükür ki, çoğunlukla yalan söylemez; çünkü her seferinde
yakalanır. Dobra dobra açık sözlülüğü ağır basar
ve hemen sadede gelmek istediğinden doğruyu söylemeyi tercih eder.
Dedikodu yapmak için hiç zamanı yoktur. Koç kendisiyle çok fazla
ilgilendiğinden, başkalarının sırlan, davranışları
ve niyetleriyle uğraşmak için harcayacak daha fazla enerjisi yoktur.
Ayrıca, normal olarak insanlar O'nun için ya siyah ya da beyazdır.
Gri tonlarla uğraşmak zahmetine katlanamaz. Bunu gene de peşin hükümle
karıştırmayın.. Doğum haritasında güçlü yıldız
etkileri almışsa, Koç'un olaylara değer vermeyişi zalimlik
veya peşin hükümlülük şeklinde ortaya çıkabilir, ama bu son
derece nadir görülen bir durumdur. Tipik Koç dilencilerle de, krallarla da
aynı rahatlık ve içten sevgiyle oturup yemek yiyecektir. O'na peşin
hükümlü demeleri, insanları iki kampa ayırma eğiliminden
gelmektedir -dostları ve düşmanları- ve eğer O'nun yakınıysanız,
sizin de onları aynı şekilde ayırmanızı
bekleyecektir.
insanda şok yaratan küstahlığına karşın, Koç bir
yerde, sosyal zarafet örneği de olabilir. Kesinlikle hiçbir şey
bilmediği konularda, heyecanlı ve çok ilgili bir tavırla
saatlerce konuşabilir.O saldırgan Merih karakterini örtmek için dış
yüzünde bir hayli cila vardır. Ayrıntılara sabır göstermek
O'nun harcı değildir. Ufak tefek, önemsiz istatistiklerle uğraşmayı
başka birine bırakmayı tercih eder. Bu, yeterince makul bir
tutumdur. Bir başkası onlarla çok daha iyi uğraşacaktır.
O'na göre, olayları incelemek için harcanan vakte yazıktır;
çünkü Koç zaten dünden alınacak derslere aldırış etmez,
yarın da düşünüp üzülmek için çok uzak bir zamandır. O'nun
doğal olarak yaşadığı zaman, bugündür. Bu saat ve bu
dakika.. O tamamiyle şimdiki zamanda olanlarla haşır-neşirdir.
Bir realist ve aynı zamanda kararlı bir idealist olan Koç, çoğunlukla
duygusal davranışlara karşıdır. Hiç kimse böylesine
sert, zorlu bir tavır ve hareket gösteremez. Gene de içlerinden bazıları
böyle hassasiyet ve duygusallıklar gösterebilirler, isteyerek safça
davranırlar ve mucizelere inanırlar. Merih insanları kesinlikle
yenilgiyi kabul edemezler. Yüzyüze oldukları zaman bile yenilgiyi tanımamakta
direnirler. Aşktan basketbol maçına kadar her şeyin sonucu hakkında
şifa bulmaz şekilde iyimserdirler.Çok akıllı savaşçılar
oldukları için, Koç'lar en iyi kafalarıyla, yani akıllarıyla
savaşırlar. Muhalefetten hoşlanırlar, çünkü onda meydan
okuma vardır. Bir engeli karşılamak ve engel onlara gelmeden çok
önce onu yok etmek için kendi yollarını değiştireceklerdir
çoğunlukla o engel aksi yöne yönelmiş olsa bile... Başarının
da gelip kucaklarına düşmesini beklemezler. Korkunç bir hızla
onun da peşine düşeceklerdir. İşte.huzurlu insanlar arasında
pek az Koç'a rastlamanızın nedeni de budur.
Koç'un enerjisini düşünmek bile insanların çoğunu yıpratabilir
Ancak Koç'lar istedikleri zaman sakin, akıllı ve ciddi de
olabilirler.Ne yazık ki, gençlik çağlan geçip de olgunluk o cüretkar
idealizmlerini ve aceleci huylarım yumuşatıncaya kadar bunu
istemezler. Bunlar toplumun sempatisini kolaylıkla kazanabilirler, gene de
her zaman iyi politikacı olamazlar. Thomas Jefferson ve Eugene Mc Carthy bu
kuralın nadir istisnalarıdır. Başını bu yola
koyanlardan çoğunun siyaset mesleğindeki yaşamı nispeten kısa
ve sıkıntılı olmuştur. Amerika Birleşik
Devletlerinde, 1840 daki başkan John Tyler'dan bu yana hiç Koç başkan
gelmemiştir. Vasat bir Koç için politika zor bir meslektir. Bir kere Koç
dünyanın en iyi ekonomisti değildir. İkincisi, düşüncesizce
konuşur ve politik cevaplar vermekten nefret eder; bunların ikisi de
insanın siyasi hayatına son verecek özelliklerdir. Politikacıların
çoğu durumlarını gözler önüne sermeden önce, insanların
ne istediğini anlamak için beklerler. Vasat bir Koç, insanların ne
istediğine hiç aldırmadan, onların neye ihtiyaçları olduğuna
kendi düşüncesine göre karar verir; ve bir de bakar İçi onlar
istediklerini politik olarak gerektiğinden daha önce elde etmişler...
Gene de Koç o kadar idealisttir ki, insanların karşısına çıkınca
onların hayallerini harekete geçirir ve tekrar kendilerine inanmalarını
sağlar. Acık sözlü Merih'in yepyeni havası politikanın
kapalı kapılan ardındaki dumanın arasından taze bir
esinti gibi esebilir.
Ama Koçların çoğu, kendilerine son derece ihtiyaç duyulan, iş
dünyasında veya yaratıcı sanatlarda genellikle daha mutlu
olurlar. Başkaları strateji planlamada büyük basan gösterebilirler.
Daha sakin ve daha pratik olanlar daha iyi organizasyonlar yapabilirler. Ne var
ki Koç'un direkt hareketi, enerjisi ve orijinalliği olmadan, en çok
aranan projeler boşa çıkabilir veya pek az basan kazanır.
Arada sırada utangaç bir Koç'a rastlayabilirsiniz, ama ne istediğinden
emin olmayan bir koç'a rastlayamazsınız. Bu insanların yanında
kendi kişiliğinizi göstermeniz güçtür. Koç, bir başkası
veya bir başka şey hakkında konuşmaktansa, kendisi ve kendi
planlan hakkında konuşmaktan çok daha fazla mutluluk duyar.(Aşkın
pençelerine yakalandığı zaman, sevdiği kişiden söz
etmek bu kuralın dışındadır.) Büyük bir şans
eseri olarak o'nun ilgisini çekmişseniz ve özellikle fikirleriniz heyecan
verici ve ilericiyse o zaman sizi dikkatle dinleyecektir. Hattâ sizi göklere
çıkaracak, size zamanını, parasını, sempatisini ve
sadakatini verecektir. Hastaneye yattığınız zaman belki kart
göndermeyi unutur ama, yatacağınız hastaneyi seçer, sizi oraya
kendisi götürür ve size kendi doktorunu gönderir (kuşkusuz bu doktor
Pasteur'den ve Mayo kardeşlerin ikisinden de üstündür). Bir kez, size sıkıntılı
zamanınızda yardım etmeye girişince, Koç hiç gözünü kırpmadan
fazladan bir mil yürümeyi bile göze alır. Ama lütfen ona minnettarlığınızı
gösterin. Görevin çok üstünde ve belki de ihtiyacınızın,
istediğinizin çok üstünde olan bu çırpınmalarını
takdirle karşılamazsanız, şayet düpedüz öfkeye kapılmazsa
çok derinden gücenecektir. iyilikler yapmaktan hoşlanır; yaptığı
iyilik ne kadar büyükse, o kadar daha iyidir. Ama sıra kendisine gelince,
karşılığını ister. Bununla birlikte teşekkür
edilmemesi O'nu tekrar yardım etmekten alıkoymaz. Kendisine duyduğu
şaşırtıcı inanç ancak başkalarına duyduğu
o safça güvenle eş değerdedir. Sürekli düş kırıklığına
uğramasının ve birilerinin kendisine kötülük ettiğinden
yakınmasının nedeni budur. Kuşkusuz uzun süre düştüğü
yerde kalmayacak, toparlanıp kalkacak, üstünün başının
tozunu silkeleyecek ve kısa süren şiddetli bir depresyondan sonra,
tekrar son hızla ileri atılmaya hazır ve istekli hale gelecektir.
Koç, öylesine içten olduğu izlenimini verir ki, bildiği ya da
bilmesi gereken bir şeyin doğru olmadığını iddia
ettiği zaman cüretkârlığı karşısında şaşırır
kalırsınız. Onu dürüst olmamakla suçladığınız
zaman da, O'ndan şüphe edebildiğiniz için şaşkınlık
ve korkuyla büyüyen gözlerle size bakacaktır, inanmak istemediği
bir şeye karşı gözlerini kapatacak, kulaklarını tıkayacaktır.
Tamamiyle savunması olanaksız bir duruma düştüğü zaman
bile cesaretle silahına sarılıp kaybedilmiş bir dava için
en içten bir inançla savaşacaktır. Gene de,sanki doğuştan
sahip olduğuna inandığınız bir fikirden bir anlık
kararla vazgeçebilir ve tekrar o düşünceye sahip olması imkânsızdır;
hatta onu anımsamaz bile. Geçmişi çöp tenekesine atarak tam hızla
ileriye koşma hevesi (yeni insanlara ve yerlere bu kadar sıkıntısız
alışmasının ana nedenlerinden biri) kendisine bunun doğru
olmadığını anlatmaya çalışanların
ilerlemesini engellediklerini düşünmesine yol açar. O zaman, biraz
nezaketi varsa, onu da rüzgârlarla savurmaya hazırdır. Her sözünü
ve kararını tartan çok temkinli insanlar, bütün şikayetlerini
apaçık ve dosdoğru söyleyen Merihlileri deli eder. Bu yüzden, neden
bazen daha yaşlı ve daha akıllı kafaların bunlara düşman
kesildiğini anlamak kolaydır.
Koç'un yapısında bir saflık ve doğuştan asker olan bir
insanın körü körüne ateşliliği ile karışmış
bir çeşit sonsuza kadar, neşeli çocuksu inanç vardır. Elmas
gibi, Merih boynuzlan da sen ve kırılması zordur.
Sık sık gözünü-ateş burur, ama kıvılcımlar
kaybolunca, tıpkı Koç'un o mutlu papatyası gibi, neşeli ve
arkadaş canlısı olur. Metali demirdir ve demirin bükülmez gücü
ona başkalarınınkinden dokuz kat daha fazla yaşama gücü
verir, ve dokuz kat daha fazla savaşı kazanma şansı... O'nun
ruhundaki bu ateş, büyük idealizmini anlayan herkesi cesaretlendirecek meşaleyi
tutuşturabilir.
0,her zaman başkalarını varılması imkânsız
hedeflere yönelten bir öncüdür. O güzel demirden inancı somdur- riya
ve ihtirasla karışmamıştır. Nadiren büyük bir servete
sahip olur. Olduğu zaman da o kadar çok işi vardır ki, oturup
onun hesabını yapacak zamanı yoktur. O'nun zamanını,
giysilerini ve parasını gönlünüzce kullanabilirsiniz. Bazen geçici
olarak ne kadar sıkıntıda ve fakir olursa olsun, gene de yedeğinde
bunlardan biraz bulunur. Koç, başkasıyla paylaşılan şeyin
sadece gururunu okşamakla ve artarak kendisine geri dönmekle kalmayıp,
aynı zamanda, insanları mutlu edeceğini de bilir. Bu da hayatta
en çok hoşlandığı şeylerden biridir. Koçta
mucizelerin bini bir paradır
Eğer mucizesiz kalırsanız, size yürekli , ateşli hayaller içine
sarılmış yenilerini yaratacaktır.