BALIK

Eğer bir Balığı veznede ya da bir banka müdürünün masasında otururken görürseniz, bilin ki az bulunan bir balık cinsiyle karşı karşıyasınız. Bu insanların pek azı uzun süre bir yerde kapalı kalmaya katlanabilir. Şayet bir ruh çağırma seansına katılırsanız, bir sanat galerisini ziyaret ederseniz, bir manastıra uğrarsanız, bir konsere giderseniz, ya da bir gece kulübündeki gösteriyi izlerseniz Balığa rastlama şansınız artar. Siz en iyisi Yazarlar Birliği toplantısına bir bakın, bir oyundan sonra sahne arkasına uğrayın, ya da bir yatta güneş banyosu yapanlara göz atın.

Yaşamın akıp giden bu sularının herhangi birinde O'nu yakalama şansınız adamakıllı artacaktır. Çevre ne kadar yaratıcı ve artistik, ne kadar acelesiz ve özel olursa o kadar çok Balığa rastlarsınız. Kokteyl partilere ya da gala balolarına atarsanız, ağınız renkli, pırıltılı tiplerle dolacaktır. Hattâ oltanıza birkaç büyük Balık veya Prenses Radziwill gibi yabancı sulardan gelen egzotikler de takılabilir.

Neptün insanlarında dünyasal ihtiraslar hemen hemen hiç yoktur. Çoğu rütbe, mevki, iktidar ya da liderlik gibi şeylere metelik bile vermezler. Zenginlik O'nları pek az çeker. Evlilik ya da miras yoluyla zengin olmadıkça, yığınla paraya sahip olan pek az Balık insanı vardır. Doğrusunu isterseniz, paraya hiç de karşı değillerdir, işinize yaramayan eski paralarınız varsa, sevinçle kabul ederler. Ne var ki, paranın geçici niteliğini çoğumuzdan daha iyi bilirler.

Her kim söylemişse; "Milyoner olmak istemem — milyoner gibi yaşamak isterim" sözü gerçek Balık felsefesini yansıtır. Gerçek Neptün kalbi para hırsı ve tamahtan uzaktır. Geleceğe ait yoğun istekler yoktur; hemen hemen bir ilgisizlik içindedirler. Geçmiş hakkında sezgileriyle edindikleri bilgileri ve bugün için tatlı bir hoşgörüleri vardıı Gerçek Balık için olduğu kadar insan Balık için de akıntıya karşı şavaşmak hiç kolay değildir. Akıntıya kapılıp, o nereye çekerse orayı gitmeleri daha olağandır ve O'nu gerçek huzur ve mutluluğa götüren tek yol da budur. Bu Burçta doğanlar için kolay yolu seçmek, tuzağı düşmek demektir. Kolay yol onları baştan çıkaran, aynı zamanda tehlikeli oltayı gizleyen, göz alıcı bir tuzaktır. Tehlike ise, boşa harcanan bir yaşamdır.

Balığın davranışlarındaki çekicilik ve O'nun o gevşek iyi yaratılışı sizi etkiler. O, hayâl kurma ve yaşamdaki yolunu sezgileriyle bul ma özgürlüğünü elinden almadıkları sürece, sınırlayıcı yasakların çoğuna aldırmaz. Hakaretlere, karşılıklı yakınmalara ve başka insanların öfke yaratan fikirlerine karşı daha da ilgisizdir. Bir Balığa toplumun çökmekte olduğunu, iktidarın çatırdadığını, hava kirliliğinin hepimiz mezara sokacağını ve dünyanın sonuna yaklaştığını söyleyin. Esneyecek, büyüleyici bir tebessümle gülümseyecek, ya da inanmaz sempatik bir bakışla bakacaktır. Bir şiddet hareketi ya da tepki karşısında hiç heyecan göstermez. Tabii, Balık her zaman yumuşak huylu değildir, O'nun da öfkelendiği zamanlar olur. Sonunda bir kez de öfkelenince; zekî ve iğneleyici bir dille insanı çok kinci şekilde alaya alabilir. Neptünlüler kuyruklarını şiddetle sağa sola çarparak, içlerinden kabaran öfke selini yüzünüze püskürtürler. Ama tipik Balıklar normal olarak en az direnme yolunu seçerler ve Neptün'ün serin sulan sürekli olarak öfkelerini alır götürür. Balığı öfkelendirmek, berrak ayna gibi bir göle çakıl taşı atmaya benzer. Dalgacıklar yaratırsınız ama suyun yüzü kısa sürede gene sakinleşecektir.
Bir Balık insanla karşılaştığınızda önce O'nun ayaklarına bakın. Dikkati çekecek kadar küçük ve narindirler (erkeklerinki de öyle), ya da aksine kocaman ve yorgun bir çamaşırcı kadınınkiler kadar hantal olurlar. Balıkların elleri de küçücük, narin ve çok zarif biçimlidir. Ya da aksine saban sürenlerin elleri gibi kocaman, kemiklidir. Cilt ipek gibi yumuşak, saçlar ince, çoğunlukla dalgalı ve açık renktir (bununla birlikte çok sayıda esmer balığa da rastlarsınız.) Balıkların gözleri ıslak, gözkapakları dolgun, ve bakışları garip ışıklarla doludur. Bu gözler sık sık, ama her zaman değil, hafifçe fırlak, yuvarlak ve son derece insana hitabedicidir. Bazı Balıkların gözleri gerçekten güzeldir. Bu gözleri anlatacak başka bir söz bulamazsınız. Yüzleri elastiki ve hareketlidir, bu yüzlerde genellikle kırışıklar yerine gamzeler görürsünüz. Balıkların pek azı uzun boyludur; Neptün vücutları bazen acaip şekilde iri yan olursa da, olağanüstü zarafetleri yüzünden, bu pek göze çarpmaz. Yürümek yerine bir çeşit akıp giden görünüşleri vardır ~ sanki odanın içinde, ya da caddeden aşağı yüzer gibidirler. Bazen gerçekten yüzerler de... Su nerede? Her halde yakınlarda bir yerdedir ve Balığı çekmektedir.

Buzlu sulara duyduğu sevgiden olacak, günde bir düzine fincan çay ya da kahve içme alışkanlığı, sodalı içecekler özlemi — veya daha sert bir şeyler içme isteği vardır. Akrepler ve Yengeçler gibi Balıklar da alkolden millerce uzakta dururlarsa akıllılık etmiş olurlar. Pek az Neptünlü bir toplantıda bir kadeh içki alarak onunla yetinir. Böyleleri vardır, kuşkusuz. Ama Balıkların pek çoğu sorunlarından kurtulmak için çareyi içkide bulur, içki Onları çok hoş ve sahte bir güven duygusuyla avutur. Tehlikeli bir ninni.. Tabii, bir kadeh içki içen her Balık alkolik olmaz; ne var ki, bunlarda alkoliklerin yüzdesi, olması gerekenden daha yüksektir.

Balık dünyayı pembe gözlüklerle görme isteğiyle doğmuştur, insanlığın çirkin tarafını gayet iyi bilir; bununla birlikte, herkesin güzel, bütün davranışların sevimli olduğu kendi sulak, tatlı dünyasında yaşamayı yeğ tutar. Gerçek, görmeye katlanamayacağı kadar kötüleşince, pudra ponponundan temellere dayanan pembe hayallere sığınır. Yaşam O'nu bir su darbesiyle başarısızlığın ve umutsuz koşulların karanlık sularına savurunca, bir hamlede sıçrayıp bu tehlikeden kurtulacağına, O'nu işe yarar kararlar almaktan alıkoyan uçuk yeşil hayallerinin ardına gizlenmeye yönelir. Bir yana itiliveren Balık, azimli bir davranışla durumu değiştireceği ya da yeni, güçlü bir silkinmeyle hayalî değil, gerçek başarıya kavuşacağı yerde, başarısızlığın çirkinliğine katlanmak için kendi sahte umutlarını daha da derinleştirmeye çok meyillidir.

Mart doğumlu herkes böyle tipik bir Neptün tuzağına düşmezse de, uyarıyı gerekli kılacak sayıda Balık insanı düşer. Bu çeşit bir Balık yazar, eserine malzeme topladığı bahanesiyle kendini avutarak ve aslında sadece yosun ve ödenmemiş faturaları toplayarak yıllarını boşuna harcayabilir. Kendisini çalışmaya yöneltecek bir patronu olmayan Balık ressam, fırçalan toz tutarken, büyük şaheserine fon olarak kullanacağı doğayı incelemekte olduğunu kendi sakalına anlata anlata günlerce parkları arşınlar durur. Tuvallerini şanla şerefle boyarken O'na yardım edecek ilham perisi nerede? Başını sokacak bir dam altı ve dolabında biraz yosun bulundurmaya yetecek kadar gelirle terkedilen bir Balık kadını, dünü sevgiyle anımsayarak, yarın için puslu umutlar besleyerek ve bugünkü parlak güneşi boşa harcayarak, saatlerini hayal kurmakla geçirecektir. Ya aktör, besteci, müzisyen? Varın bunların öykülerini de siz yazın.

Balık Burcunun sembolü olan ve aksi yönlere yüzen iki balığın, Neptünlünün çift arzularla bölündüğünü gösteren bir işaret olduğunu okumuşsunuzdur. Bu doğru değildir. Çift arzular ikizler Burcuna aittir. Ters yönlere yönelen iki balık, kendisine seçme hakkı verilen Balık Burcunu sembolize eder: Yukarı doğru yüzme, ya da dibe doğru yüzerek amaçlarına asla erişememe arasında seçme hakkı. Balık dünyevi mal ve mülke önem vermeden, şu ya da bu şekilde insanlığa hizmet etmek için yaratıldığını öğrenmek zorundadır. Yukarı doğru yüzen Balık Einstein, çağımızın en büyük bilgini olarak, inanılmaz buluşlarıyla, atom enerjisinden uzayın fethine kadar uzanan, baştan başa yep yeni çağdaş bir dünya kurmuştur. Aşağı doğru yüzen Balıklarsa bulaşık yıkayarak veya kar küreyerek hizmet ederler. Seçme hakkı her zaman kendi ellerindedir. Çünkü hepsi de, asla yoksun olmadıkları, olağanüstü yeteneklerle donatılmışlardır. Ne var ki Balık, her iki tarafı da çok iyi gören gözleriyle bazen ileriyi görmekte-güçlük çeker. Balık çoğunlukla geri çekilir - ya kendini adadığı meslek hayatının en yüksek tepelerine doğru ya da uyarıcılara, sun'i heveslere ve sahte heyecanlara...

Her ne kadar Balıklar ortaya çıkıp kendilerini göstermekten ve rekabetten çekinirlerse de, Neptün'ün güçlü çekimi onların çoğunu, hattâ en utangaç olanlarını bile, sayısız duygu ve heyecanlarını anlatmak için sahip oldukları o efsanevi anlatım gücünü gösterebilecekleri parlak sahne ışıklarına doğru çeker. Yaradılıştan çekingen oldukları haldeğ çoğunlukla en iyi tiyatro sanatçıları onlardan çıkar. Ancak, çok yorucu provaların ağır çalışma koşullarına ve sıkıcı ama gerekli olan deneyim yıllarının monotonluğuna katlanmak için kendileriyle savaşmayı başarırlarsa... Bazen eleştirmenlerin açtıkları korkunç yararların hassas Balık ruhlarında bıraktığı izler, tam üne kavuşacakları sırada, geleceğin bir Barrymore'unun veya bir Bernhardt'ının sahneden çekilmesine neden olur. Onlar için ezberleme hemen hemen hiç sorun olmaz. Kimi zaman Ay'ın ya da Merküri'nin etkisiyle kendi telefon numaralarım bile unutabilirlerse de, Balıkların efsanevi bir hafıza gücü vardır. Rıhtımdaki balıkçıdan çocuk hastanesindeki hemşireye kadar her Balık için yaşamın kendisi zaten muazzam bir sahnedir. Balığın her şeyi aksettiren gözünde, bu sahnede baştanbaşa, hızla geçip giden şaşırtıcı bir tiyatro oyunu sahnelenmektedir. Bunu bilen Neptünlüler birçok fırtınaları dengeli bir sükûnetle karşılarlar. Bununla birlikte, her zaman üstlerine ani bir kederin bastırması ve beraberinde çoğunlukla önceden hissettikleri acaip rüyaları ve anlaşılmaz kâbusları getirmesi tehlikesi vardır. Balık birşeyin olacağını hissederse, o genellikle olur. Size bir uçağa ya da arabaya binmemenizi söylerse, gideceğiniz yere yüzerek veya yürüyerek gidin daha iyi.

Astrologlar bir "eski ruh" tan söz ettikleri zaman, daha önce birçok hayatlar yaşamış ve her birinin aklını, deneyimini beraberinde getirmiş olan bir ruhu kastederler. Çoğunlukla da Balığı kastederler, çünkü, yaşam bir Balık için ya en büyük güçlüklerle dolu bir zorunluluktur -- ya da tam bir doyuma erişmek için ele geçen güzel bir şans. Burçlar âleminde Koç nasıl doğumu temsil ediyorsa, Balık da ölümü ve sonsuzluğu temsil eder. Balık onikinci burçtur; daha önceki bütün burçların bir karışımıdır. Balığın doğal yapısı da diğer bütün burçların yapılarının bir alaşımıdır. Bununla başa çıkmak pek kolay olmasa gerek. Balığın arada sırada pat diye ortaya çıkıveren o şaşırtıcı organize etme, dikkatim ayrıntılar üstünde toplama yeteneği, aynı zamanda nezaketi, Başak Burcundan aldığı dersleri aksettirir. Yargılan Terazi Burcununki kadar âdil ve tarafsızdır. Zevkine, keyfine düşkünlüğü de tamamiyle Terazi'den gelir. Balık insanlarında Yengeç'in delice eğlenme hevesi ve aynı zamanda tüm sevimliliği ve yengeçliği vardır. Bazen Yay'ın açık sözlü içtenliği ve cömertliğiyle doludur. Aslan kadar eğlenceyi gezmeyi sever, tıpkı Oğlak gibi bütün benliğiyle görevine bağlıdır ve çoğunlukla onun gibi yüksek sosyal mevkilere hayranlık duyar. Balıkta yüzeysel bir Satürn melankolisi de bulunabilir, hattâ belki yüzeyselden biraz daha fazla. Balık bir Ay çocuğu kadar küskün, bir Aslan kadar da mutlu olabilir. Balık da Kova gibi didik didik didikleyip incelemekten hoşlanır. Sık sık Koç'taki idealizm ve heyecanla dolup taşar, ancak Merih'in itici gücünden yoksundur. Bir Balık ikizlerin çabukluğuyla ok gibi ortalıkta dolaşıp, ikizler kadar hızlı konuşabilir ve zekîce düşenebilir. Öte yandan Boğa kadar tembel ve rahat da olabilir, o'nda Merküri'nin keskin zekâsı, Venüs'ün yumuşak zarafeti vardır. Balık bunları Akrep'in mistik ğezgileriyle birleştirir, ama O'nda Akrebin; acımasızlığı yoktur.

Balık, bütün hava burçlarının fikir tartışması zevkini, bütün toprak burçlarının doğa sevgisini ve bütün ateş burçlarının alev alev yanan arzularını kendi benliğinde toplamıştır. Ancak katı ve sabit değildir. Sürekli değişir. Balığın kendi burcunu diğerlerinden ayıran tek özelliği, garip bir güçle kendini aşarak dünü, bugünü ve yarını bir arada görebilme yeteneğidir. Balık müzik ve sanat sevgisini, çok gelişmiş duygularını ve çok yönlülüğünü diğer burçlara borçludur; ama derin zekâsı, bilgeliği ve şefkati yalnız kendisine aittir. Bunları, insanlığın geçirdiği her deneyimden edinilen bilginin karışımından seçerek elde etmiştir. Bütün bunları öğrendikten sonra, Balık dostlarının neden zaman zaman bir bilmece gibi olduklarını, arada sırada da bambaşka biri olup çıktıklarını merak etmenize gerek kaldı mı?

Balıklar sonsuza kadar yaşayabileceklerini düşünebilirler, sık sık da sanki buna hararetle inanıyormuş gibi davranırlar. Balık genellikle kendisine hiç iyi bakmaz. Fazla enerjisinin çoğunu başı dertte olan akrabalarına yardım ederek, dostlarının sıkıntılarım paylaşarak harcar. Onların dertleri ruhsal ya da parasal olabilir. Hangisi olursa olsun, bunlar Balığın zaten pek güçlü olmayan sağlığına ciddi şekilde zarar verebilir. Balık enerjisini kendisine saklamalı; uyarıcı veya yatıştırıcılara alışmaktan, yorgunluktan ve başka insanların yardımına koşmaktan kaçınmalıdır. Doğum haritalarında güçlü bir Merih etkisi olmadıkça; bebeklikte en zayıf, çocuklukta nadiren dayanıklı olan Balık'ların yavaş bir metabolizmaya sahip oldukları anlaşılıyor. Çoğunlukla yataktan uykulu gözlerle ve halsiz kalkmaları bundan olsa gerektir. Kötü beslenme alışkanlığı karaciğer bozukluklarına, iç organlar ve sindirim sistemi bozukluklarına neden olabilir. Kazalar, ayaklarda, ellerde ve kalçalarda bazı anormallikler sık sık görülür; soğuk algınlıkları, grip ve zatürre de öyle. Akciğerler güçlü değildir, zayıf ayak parmaklan ve bilekleri Mart doğumlarının doğal sonucudur. Balıkların ayak tabanlarında düşüklük ve tarak kemiklerinde incinmeler görülür, yahut da son derece güçlü ve kıvrak ayaklan vardır. Bunun ikisinin arası olmaz. Bununla birlikte, Balıklarda gizli bir iç direnç vardır. Neptün'ün bir şansı da bu gizli gücü keşfetmek ve ondan yararlanmaktır. Balıkların, istedikleri herhangi bir şeyi elde etmek veya ondan kurtulmak için kendilerini kelimenin tam anlamıyla hipnotize etme yetenekleri vardır. Kedilere, farelere, yüksekliklere, metrolara, asansörlere ve insanlara karşı duydukları korkular kurtulabilecekleri şeyler arasındadır.

Mizah onların gizli silâhlarından biridir. Balıklar dökemedikleri gözyaşlarını gizlemek İçin tebessüm ederler. Hicvin ustasıdırlar. Öylesine olağan bir tavırla, zekîce imalarda bulunurlar, ki, ne anlamını ne de maksadını anlayabilirsiniz. Gene de kesin bir huzursuzluk duyarsınız. Balık etrafına yanıp sönen ışıklar gibi öylesine hızla müstehzi imalar saçar ki, bunları yakalamakta güçlük çekersiniz. Son derece şakacıdır; kendi yüzünün bir çizgisi bile oynamazken çevresindekileri kahkahadan kırıp geçirmekte üstüne yoktur. Rastgele yapılan şakalardan ince, zekâ işi şakalara zarafetle geçivermeyi iyi bilir. Bu eğlence bazen sıcak ve zararsızdır, yerine göre bazen de soğuk ve acımasız olur; ama her zaman Balığın gizlemek istediği bir başka duyguyu örtmek için yapılır, pek de öyle rastgele değil. Balık, gülüşlerini maske olarak kullanır, onlar da kendisini iyi gizlerler.

Balıkların yüreğinde hastalara ve zayıflara karşı sonsuz bir acıma duygusu ve yardım etme arzusu vardır. Balık hastalara duyduğu şefkati Başakla paylaşabilir, ancak bir adım daha ileri giderek sıkıntıda olanları, arkadaşsız kalanları, ne kadar yadırgandıklarına ve toplum tarafından nasıl reddedildiklerine aldırmadan iflâs edenleri ve uygunsuzları yürekten anlamaya çalışır. Başak, kendi iradeleriyle zayıf davrandıklarım, bu yüzden anlayışı hak etmediklerini düşünürken, Balık nezaketle onlara yardım edip rahatlatacaktır. Bir liraya ya da bin liraya, çok miktarda borç almaya ve başka hiç kimsenin vermeyeceği küçük bir teşvike ihtiyacınız varsa, Balığa gidin. Hiçbir konferansla ve tepeden bakışla karşılanmayacaksınız. Hırsız, katil, esrarkeş, sapık, günahkâr, aziz, iki yüzlü ya da yalancı olsun — Balık hiç kimseyi yargılamaya kalkışmaz. Eğer tipik bir Neptünlüyse, hırs, şehvet, tembellik ve kıskançlık o'nun eleştirici gazabına uğramayacaktır. Yüreğinden anlayış taşar ve elinden gelen hiçbir yardımı esirgemez. Her kusuru ve erdemi hisseder ve her tuzağı bilir. Bu nedenle birçok Balık kendilerini dine adayarak yaşamlarını dua ve ibadetle geçirirler.

Yardım etmek Balığın önde gelen içgüdüsüdür. Huysuz ve ters Balık insanları da vardır, ama bu görünüş sadece korunmak için giyilmiş ince bir kabuktan başka birşey değildir. Balık çok geçmeden ne kadar kolay incinebildiğim öğrenir. Dünya henüz hassas Balığın dalga uzunluğuna göre ayarlanmamıştır. Bu yüzden gülünç duruma düşmemek ve de elindekini avucundakini son kuruşuna kadar başkalarına kaptırmamak için, bazen ilgisizmiş gibi davranır. O'ndan yararlanmaya çalışanların haksız istekleri Balığı gerçek duygularını gizlemek zorunda bırakır. Neptün sularının derinliği Balığın her acıyı ve mutluluğu kendi yüreğinde duymasına neden olur. Bir çok Balığın acıklı öykülere ilgi duymazmış gibi davranmalarına şaşmamak gerekir. Ama unutmayın ki sadece öyleymiş gibi davranıyorlar. Bir kez başaramazsanız ikinci kez deneyin, gerçek Balığın su yüzüne çıktığını göreceksiniz.

Balığın görkemli hayal gücü, o cin gibi harika hiciv yeteği, ve Neptün'e has güzellik duygusu O'nun en ince duygulu ve sonsuza kadar yaşayacak düz yazı ve şiirler yaratmasına neden olabilir. Gerçekten; dünya herhalde onların artistik çabalarından ve o nazik şefkatlerinden bir an bile yoksun yaşayamazdı. Yoksun kalırsa dönemez, dururdu. Sık sık akrabalarının ve arkadaşlarının yaşamlarındaki karanlık köşeleri aydınlatmak uğruna kendi rüyalarım gömen balıklara rastlayacaksınız. Ya da kendi yüreklerindeki gizli özlemleri ve istekleri feda etme pahasına, sahnelerden herkese gözyaşları ve kahkahalar armağan eden Balıklara...;Bununla birlikte, bazen Neptün, aynı anda iki yöne de dönebilen, gerçeği çarpıtan, normal balıklardan ayrı yaratıkların da doğmasına neden olabilen yanıltıcı bir gezegendir. Bu yüzden Balıklar çoğunlukla gerçek duygularım saklamak zorunda kalırlar,

Bu şaşırtıcı, yapmacıklı cins balığı yakalamağa çalışırsanız, aktör karakterinim n onaya çıktığını görürsünüz. O evet veya hayır diye kesin bir cevap vermekten nefret eder. Cevabı her zaman "belki"Air. En son hangi oyunu gördüğü ya da hangi kitabı okuduğu gibi basit bir soruya bile, hiçbir nedeni yokken kaçamaklı cevap verebilir.
Gözyaşları dökebilir, sonra bir başka görünmez düğmeye basarak güneş açabilir. Bunların ikisi de gerçek değildir. Hepsi Balıkça bir hiledir ve kendileri bile aradaki farkı anlamakta güçlük çekerler. Bu çeşit Balıkların iç dünyaları Neptün'ün büyük okyanusları kadar anlaşılmazdır. Başkaları için yaratılan fedakâr Balık ise yaşayan her yaratık için bitmez tükenmez sıcak bir sevgiyle doludur. Kendine acıyarak ve kendini severek içe dönmediği zamanlar gerçek bir azizden farkı yoktur. Bütün komşularının sıkıntılarını alacak kadar büyük yürekleri olan bir sürü tipik Balık ev kadım ve her hafta yüzlerce acıklı öyküyü sempatiyle dinleyen bir sürü sabırlı barmen vardır.

Aşağıdaki denizin sessiz sularıyla, yukarıdaki geniş yıldızlarla beneklenmiş sis arasında bir yerlerde bulunan ve ancak gerektikçe dünyaya zoraki bir şekilde dokunup geçen Balık, sözcüklerle anlatılmayacak kadar derin olan gerçeği bir başına anlamağa çalışarak yaşar hayatını. O'nun dostluğunu kazanmak isteyenler, O'nu sevenler aklinin ve duygularının başkalarına benzemeyen yanlarını kavramak için hayal güçlerini kullanmak zorundadırlar. Diğer iki su burcu -- Akrep ve Yengeç ~ yan toprak yan suyu sembolize eden yaratıklardır, hem suda hem de karada yaşayabilirler ve esnektirler -- ama Balık havayı teneffüs edemez. Bazen çamurlu olsa da, her zaman hareketli olan serin yeşil sularda yaşamak zorundadır.

Balık demirle, cıvayla, altınla ya da kurşunla değil, tarif edilemez sun'i madenlerin titreşimleriyle temsil edilir — gene, gerçek olmayanın, hayal ürününün bir yankısı. O, eflâtun ametistin ve berrak zümrütün üç boyutu içinde kendi aksini görür. Doğal çiçeği nilüfer ve lotus'tur. Çiçekleri pembe ve beyaz, narin yapraklıdır; saplan ve yapraklan ise sağlam liflerden yapılmış olup serttir ve kökleri tarafından parçalanmadıkça bozulmaz, dayanıklıdır, ister Balığın o büyük, hareketli okulunda sadece bir başka çarpıcı zerrecik olarak kaybolup unutulmak üzere aşağılara doğru yüzsün; isterse hızlı akıntıyı fethedip, berrak sularda vakar ve sükûnete kavuşmak üzere yukarlara doğru savaşarak yüzsün, pek az kişi Balığı izleyebilir ve O'nun akvamarin yapısının derinliğine inebilir, ö, umduğundan daha güçlü ve bildiğinden daha zekîdir. Ancak Neptün bu sim kendisi keşfedinceye kadar Balık'tan gizler.