KOVA
Pek çok kişi gökkuşağına bayılır.
Çocuklar dilek diler, ressamlar resmini yapar, hayalperestler peşinden koşar,
ama Kova herkesten ilerdedir. O gökkuşağının üstünde yaşar.
O gökkuşağını didik didik edip her bir parçasını,
her bir rengini ayrı ayrı inceler ve gene de ona inanır. Böyle
bir şeyin aslının ne olduğunu öğrendikten sonra ona
inanmak pek kolay değildir. Adresi parlak mavi posta koduyla 'yarın'
diye yazılmış olsa bile, kova aslında bir realisttir.
Kova burcundan Lewis Carroll'un eseri Harikalar Diyan'nın esrarı içindeki
şaşkın Alice gibi, Uranüslülerin hiç beklenmeyen davranışlarına
her zaman için hazır olmak zorundasınız. Yapı olarak
genelde halim selim olan Kovalar gene de halka mal olmuş fikirlere karşı
çıkmaktan zevk alırlar ve fırsat buldukça tutarsız davranışlarıyla,
örf ve âdetlere daha bağlı insanlarda şok yaratmaktan gizli bir haz
duyarlar. Bu normalde yumuşak konuşan nazik yaratıklar hiç beklenmeyen
zamanlarda en şaşırtıcı sözler ve hareketlerle sizi elektrik
çapmışa çevirebilirler. Tipik bir Uranüslü yan Albert Schwitzer, yarı
Miki Maus' tur. Ayaklarına sandallar, çizmeler, bağlı ayakkabılar
ya da mokasenler giyebilirler ama bunları uygun yerlere giyip
giymediklerine pek aldırmazlar. O aklına estiği zaman çıplak
ayakla çıkagelir ve siz O'na gülerken O da size güler. Kovalar, uyumlu
olmayı reddettiklerini göstermek için, ekseriya bilerek ve isteyerek
acaip şeyler yaparlar.
Bu hava burcunda doğan insanları sık sık arkadaş sözcüğünü
kullanmalarından tanıyabilirsiniz. Kova burcu Franklin Roosevelt ocak
başı sohbetlerine hep "Arkadaşlarım..."diye başlardı.
Bir gönül ilişkisi sona ererken tipik Kova, "arkadaş kalamaz mıyız?"
diye soracaktır. Kova ne yorgundur, ne de saf; ne heveslidir, ne de bıkkın.
Sürekli denemeleri O'nun bir sonraki bilinmeyeni inceleme merakını
uyandırabilir ve bu bir sonraki bilinmeyen de siz olabilirsiniz. Ya aklı
sizden bir milyon mil uzaktaymış gibi görünen, ya da görünmeyen bir
mikroskop altında sizi didik didik inceleyen kişi herhalde bir Kova'dır.
Bütün bu hareketli, gurur okşayıcı meraktan sonra, O'nun sizinle
olduğu kadar, köşedeki polisin, barmenin, kominin, gece kulübündeki şarkıcının
ve o komik evde oturanların özel hayatlarıyla da aynı derin
merakla ilgilendiğini anlayınca bozulabilirsiniz. Politika O'nu büyüler,
spor aklını başından alır ve çocuklar büyük merakını
uyandırır. Ama, atlar, otomobiller, yaşlı insanlar, tıptaki
yeni buluşlar, yazarlar astronotlar, alkolikler, piyanolar ve dualar da öyle.
Tabii, beyzboldan ve merhum Louis Armstrong'dan söz etmeğe hiç gerek yok.
Bu kalabalığa katılmaya ve gururunuzu çöp sepetine atmağa
razı olun, yoksa O'nun soğuk ve yalnız size ait olmayan yaklaşımı
hiç kuşkusuz gururunuzu incitecektir.
Kova'nın gözlerindeki o acaip, uzak bakışa dikkat edin. Sanki sizin
anlayamadığınız bir çeşit sihirli, esrarengiz bilgiler
gizli. Kova gözleri, rüya ülkelerinde dolaşıyormuş gibi bir ifadeyle,
tipik bir anlaşılmazlıkla doludur ve çoğunlukla (her zaman değil)
mavi, yeşil ya da gri olurlar. Saçlar ekseriya düz ve yumuşak, san, kumral
veya açık kahverengidir. Yüz beyaz ve boy genelde ortanın üstündedir.
(Bununla birlikte, tabii ki soya çekim her burcun görünüşünü değiştirebilir.)
Dikkat ederseniz, profilde göze çarpan bir asalet vardır. Uranüs yüzleri
kalemle çizilmiş gibidir, altın paralar üstündeki Roma imparatorlarını
hatırlatır. Gerçek Kovalar bir sorun üstünde düşünürken veya
bir soru sorunca çoğunlukla başlarını eğerler. Baş hemen
öne düşer ya da yana yatar ve sizin tepkinizi bekler. Tuhaftır ki, Uranüs'ün
iki cinsliliğine bağlı olarak, erkeklerde geniş kalçalar gibi
kadın özellikleri, kadınlarda da geniş omuzlar gibi erkek özellikleri
görülür.
Özgürlüğü seven Uranüslüler son derece komik, aksi, özgün kendini
beğenmiş ve bağımsız olabilirler. Ama, politik nazik,
sevimli ve çekingen de olabilirler. Kova hemen çaresiz bir şekilde kalabalığın
güvenliğini arar ve arkadaşlığa sığınır.
Sonra da yalnızlığın karanlık, kasvetli büyüsüne düşecek
ve kesin olarak yalnız kalmak isteyecektir. Ne var ki, ister kalabalığa
karışsın, isterse yalnızlığa çekilsin, herkesinkinden
derin ve hızlı olan keskin sezgisini muhafaza edecektir. Uranüs
Kova'yı doğal olarak asi yapar. O, içgüdüsel olarak eski örf ve
adetlerin yanlış olduğunu ve dünyanın, insanlığın
şiddet yoluyla ve ihtilalci bir değişikliğe ihtiyacı olduğunu
hisseder. (Buna karşın, eğer politikacıysa, zamanı gelmeden
görüşlerini açıklamayacak ve stratejisini bozmayacak kadar akıllıdır.)
Buraya kadar, Kovaların her zaman durumları, arkadaşları ve
yabancıları incelediklerini söyledik. En ufak bir incelik göstermeden,
doğrudan özel duygularınızın kalbini nişan alan sorular
sormaya başlaması rahatsız edici olabilir. Bilmecenin o kadar karışık
almadığını anlayınca da sıkılmağa, Hattâ
sinirlenmeğe başlar. Tam, dünyanın en önemli kişisi olduğunuza
sizi inandırmışken, Kova'nın bu mikroskobik inceleme oyunundan sıkılıp
başka bir ilginç kişiye dönüvermesin-den daha küçültücü bir şey
olamaz. Acı verir,
Arkadaşlığa düşkünlüklerine karşın, yakın dostlarının
sayısı fazla değildir, ilişkilerinde kaliteden çok fazlalık
ararlar ve devamlı bir ilişkiye belli bir süreden daha fazla bağlı
kaldıkları pek görülmez, ilerdeki köşe başında keşfedilecek
o kadar çok şey vardır ki, tamamiyle bir iki arkadaşlığa bağlı
kalamazlar. Kişiye önem vermeyen böyle bir insana duygusal bir yaklaşımda
bulunmanın pek yaran yoktur. Ama O'nun kalbine hitap etmişseniz (bu salt
duygusallıkla aynı şey değildir) bisikletinden inerek, dönüp
ne kaçırdığını anlamaya gelecektir.
Uranüslüyü garip bir yalnızlık çevreler ve çoğunlukla
insanlar tarafından yanlış anlaşılır. Çünkü insanlık
henüz Kova Ütopyasını anlayacak düzeye erişmemiştir. Kova Burcu
insanı gelecekte yaşadığı ve kısa sürelerle şimdiki
zamana döndüğü için, dünyevi yaratıklara düpedüz kaçıkmış
gibi görünebilir. Kova bunu hisseder, bu da onun başkalarından ayrı
kalma duygusunu büsbütün derinleştirir. Ama başkalarının
kendisine ayak uyduramaması, O'nun düşüncesine göre, geriye dönüş
yapması için bir sebep olamaz. Böylece, biz zavallı ölümlüler
orada ne aradığına şaşıp kalırken Ö, kendi yalnızlık
bulutlan arasında dolaşır durur. Astroloji bize "Kova'nın düşünce
düzeyine dünyanın elli yıl sonra erişeceğini" öğretir.
Bu doğru olabilir, ancak Uranüslüyle biz diğer insanların bugün
aramızda varolan anlaşmazlığı kesinlikle azaltmaz. Bu burç
dahiler burcu olarak bilinir ve öyledir de.. Çünkü ünlülerin yüzde yetmişi
ya Kova burcundan, ya da yükselen burcu Kova olanlardır, öte yandan akıl
hastanelerine kapatılanların ya da sürekli bir psikiatrist tedavisine
girenlerin çok büyük bir yüzdesi de gene Kova burcundan olanlardır.
Dahilikle delilik arasında ince bir çizgi vardır, derler ya; Kova
arkadaşlarınız da bazen hangi tarafta olduklarım merak etmenize
neden olurlar. Bu karışıklık büyük ölçüde insanlığın
kehanet sahiplerini küçümseme eğilimine bağlıdır. Bilinen
sözler vardır; "Fulton'a ve buharlı gemisine güldüler,"
"Edison'un geri zekalı olduğuna sandılar," "Louis
Pasteur'ü akıl hastanesine kapatmak istediler," gibi. Bunlar,
sezgileri daha yüksek düşünce seviyesine ayarlanmış olanlara karşı
materyalist dünyanın takındığı tavrı gösteren örneklerdir.
Kovalar soğukluğun, pratikliğin ve eksantrik dengesizliğin
garip bir karışımıdır. Akıl hastalarına karşı
iç güdüsel bir yakınlık duydukları görülür. Hemen hemen her
Kova'nın akıl hastalarını sakin bir şekilde konuşarak büyük
ölçüde yatıştırdığı tuhaf bir gerçektir, isterik
insanları ve korku içindeki çocukları sakinleştirmekte şaşılacak
bir ustalık sahibidirler. Kendi yüzeysel görünümünün altında güçlükle
gizleyebildiği çok bozuk sinir sistemi böylesine derin bir anlayışa
neden olmaktadır.
Kova'nın çevreye bakış açısı o kadar geniştir ki, doğum
haritasında başka gezegenlerden ciddi etkiler almadıkça, ön yargılı
olanına pek rastlamazsınız. Böyle birine rastladığınız
zaman kendisine ön yargılı olduğunu söyleyince derinden sarsılacaktır.
Kardeşlik içgüdüsü o kadar güçlüdür ki, kırk yılda bir hoşgörüsüz
davrandığı zaman, sadece bunun farkında olmamakla kalmaz, bu
sözcükten de nefret eder. Genelde herkes O'nun kız ya da erkek kardeşidir.
Sembolik kovasıyla zengin ve fakir çevrelerde dolaşarak kovasına
bilgi sulan doldurup boşaltır, arada sırada kış uykusuna
dalanlar müstesna. Ancak bunların da gizlenme devreleri uzun sürmez. Onu
özleme fırsatım bulamadan, Kova tekrar dönüp toplum içkideki
turlarını sürdürür. Yalnızlığa çekildiği zaman
ö'riu rahatsız etmeye kalkışmayın sakın. Yalnız
kalmak istediği zaman, yalnız kalmak istiyordur. Toplumdan bütün bütün
çekilmez; aniden herkesin bilmediği bir telefon numarası almak gibi
bir hevese kapılsa bile... Adresi değişmemiştir; kendisi de..,
insanlardan asla uzun süre kopamaz. Siz O'nu aramazsanız çok geçmeden o
gene her zamanki tetikte ve meraklı haliyle şehirde dolaşmağa başlayacaktır.
Genelde, bir Kova'dan kesin bir randevu almak kolay değildir. Belli
zamanlarda belli görev ve zorunlulukla bağlanmaktan hoşlanmadığı
için, randevusuna sadık kalmayacaktır. Rastgele bir, "Seni ararım
belki Salı günü belli bir saatte toplanıra" deyip geçmeyi
tercih eder. (Bazen gelecek haftanın ikinci Salı'sını
kastediyordur!) Bununla birlikte, işi sıkı tutmayı başarabilmişseniz
ve belli bir* saate sizinle buluşacağına söz verdiyseğ mutlaka
orada olacaktır. Bundan emin olabilirsiniz, hattâ isterseniz saatinizi
ayarlayın ve kendiniz geç kalmamaya bakın. Yolda gelirken kaçırılmadıkça,
mutlaka gelecektir."(Bir Kova olduğu için, kaçırılabilir
de, bunların başına herz aman her şey gelebilir. Her şey.)
Kova'nın düşüncesini içtenlikle söylemesini bekleyebilirsiniz, ancak,
sizin nasıl düşünmeniz ve kendi hayatının nasıl yaşamanız
gerektiğini dikte etmeğe kalkışmaz. Buna karşılık,
O'nun nasıl düşünmesi ve yaşaması gerektiğini söylemenize
izin vermeye de yanaşmaz. Koç, Aslan ve ikizlerin aksine, fikirlerini başkalarına
zorla kabul ettirmek hevesinde değildir. Kova felsefesine göre, herkesin
kendi işi gücü, kendine has özlemleri vardır. Herkes kendi müziğine
göre dans eder ve kişiliğe saygı gösterilmesi gerekir, ilginçtir
ki, dünya Kova çağına doğru hareket ettiğine göre, yeni dönemin
habercileri çiçek çocukları ve hipiler oluyor. Abartılı bir
deyimle, bunlar düpedüz Kova ideallerini aksettirmektedir : Eşitlik -- kardeşlik
herkese sevgi yaşa ve bırak yaşasın gerçeği ara
deneyim düşünmeye çekilmek.
Kova'nın bir amaç uğruna ateşli bir savaş verdiğini pek göremezsiniz.
Kendi prensiplerince yaşar ve bununla yetinirler. Bırakın Koç,
Akrep, Aslan ve Yay burcundakiler kılıçlarını çeksinler ve
ezilmişleri kurtarmak için şanla şerefle savaşsınlar. Uranüslüler
ihtilâlin sebebini araştırmak, insanların dertlerini dinlemek, karşılıklı
anlayışı paylaşmakla, başka hiçbir şey yapamayacak kadar meşguldürler.
Kova şiddetle değişime inanır ama şiddeti başkalarına bırakır,
ö, ne manen ne de fizikçe korkaktır. Sadece savaşa göre ayarlanmamışım
Farkında olmadan bir savaşa yakalanınca ya körü körüne kargaşaya
katılır, ya da çatışmayı bitirmek için şartlara razı
olur. Tepkisi önceden kestirilemez, ama kesin olan bir tek şey vardır.
Ertesi gün de düşüncesi değişmeden eskisi gibi kalacaktır. Tartışma
yeteneği olan herkes onunla en iyisini yapabilir, çünkü bir zekâ çatışmasında
O'nun dikkati kolayca kestirme yola yönelir. Kova en iyi şapkası yanındayken
savaşır. Şapkasını başına giydiği gibi gider.
Bununla birlikte bir şeye kesin inanınca, gerçeğe saygı duyan
kafası, çirkin çatışmalardan hoşlanmasa da, inancından bir
santim bile sapmaz. Dünyanın bütün bağırıp çağırmaları
ve manevi baskılan O'nu bağımsız fikirleriyle kendi yoluna
gitmekten alıkoyamaz, çevresinde çepeçevre donanma fişekleri patlasa
bile,, iki Kova Başkanğ Abraham Lincoln ve Franklin Roosevelî bu prensibi
kusursuz bir şekilde gözler önüne seren örneklerdir. Her ikisinde de
fikirler aynı derecede orjinal ve çarpıcı şekilde
herkesinkinden ayrıdır. Kişisel teorilerde saldırgan zorlamalar
yoktur, ama gene de işbirliğinden yoksun kalınmasına ve zorlu
muhalefete rağmen, zamanlarında çok köklü reformlar yapılmıştır,
Uranüslülerin sık sık düşmanca eleştirilere hedef olmalarının
bir başka nedeni de, süprizlerle dolu olmalarıdır. Sizi batıya
doğru yöneltip, sonra birden bire dönerek, hiçbir uyanda bulunmadan, doğuya
doğru yürür giderler. Kova'nın, ne yapacağını size
bildirmemek konusunda inatçı bir tutumu vardır. Bir arkadaşımın
Şubat doğumlu babası, eşinin fırının çekmemesinden
yakınmalarına haftalarca aldırmamıştı. Gazetesine
kapanmış ve kadının çaresizlik içindeki şikâyetlerine
kulaklarım tıkamıştı. Sonra birgün aniden bir kamyon yanaştı,
hamallar yepyeni bir fırını kamyondan indirip, eşinin şaşkın
bakışları altında mutfaktaki yerine yerleştirdiler. Oysa eşi
O'ndan böyle bir davranış beklemeyi öğrenmiş olmalıydı.
Kova'nın insanlara güvenmesi kendiliğinden olmaz. Önce kafanızdan
geçenleri ve hattâ mümkünse, sizin ruhunuzu öğrenmesi gerekir. Her sözünüzü,
her hareketinizi inceleyen dikkati altında huzursuz olmak işten bile değildir.
Bütün bunların bu dikkatli kafada ilerde kullanılmak üzere
dosyalandığını hissedersiniz. Öyledir de. Zaman zaman hayal
sisleri içine dalmış gitmiş gibi görünürse de buna inanmayın.
Belki size kaç tane kirpiğiniz olduğunu söyleyebilir. Uranüslünün
sizi yüzünüze bakarak değerlendireceğini asla beklemeyin. Doğal
nezaketi Uranüs ışığını tepeden tırnağa üstünüzde
parlatmasına hiçbir zaman engel olmaz. O yüzün ardında ne olduğunu
bilmek ister ve bunu öğrenmek için bazı son derece sıkıntı
verici sorular sorar. Ne var ki bir kez sizi kabul ettikten sonra size sadık
kalacağını, en habis dedikodularla bile dostluğunun sarsılmayacağını
bilmek sizi biraz rahatlatır. Gerçek dostu iseniz düşmanlarınızın
kötü fısıltılarına inanmayacak, bununla birlikte kuşkusuz
sırf merakından bunlara kulak verecektir. Şundan da emin olun ki, son
analizini yaparak hakkınızdaki kararını kendisi verecektir.
Uranüs hastalıkları genelde dolaşım sistemine bağlıdır.
Kovalar kışın soğuktan tir tir titrer, yazın da rutubetten
yakınır dururlar. Duygulan olumsuz kanallara yönelmişse, damar genişlemesine
ve yaşlılıklarında damar sertliklerine yatkındırlar.
Bacaklarının, özellikle incik kemiklerinin ve bileklerinin kazaya uğraması
olasılığı vardır. Bilek kemikleri çoğunlukla zayıftır
ve dolaşım bozukluğuna bağlı olarak bacaklarda ağrılar
olabilir. Sık sık boğaz ağrıları, bazen pek önemli
olmayan kalp çarpıntıları olur. Tabii eğer doğum
haritasında ciddi hastalıklar yoksa... Uranüslülerin bol temiz
havaya, uykuya ve egzersize ihtiyaçları vardır, ama ne yazık ki
bunların şifasından pek yararlanamazlar. Fazla temiz hava alamazlar,
çünkü pencereleri kapatıp battaniyelere bürünürler ve gene de
donuyorum diye şikayet ederler. Çok sık olarak, Uranüslülerin zihni
faaliyetlerine asabi gerginliklerin eşlik etmesi, onları yeterince
uyumaktan alıkoyar. Uyudukları zaman da aça-ip rüyalarla rahatsız
olurlar. Egzersize gelince, Kova eğer komşu çocuklarıyla çelik çomak
oynayarak küçük yaşlarda spor sevgisini geliştirmemişse, parmaklığın
etrafında koşmanın dışında, O'nu çabuk hareket ettirmek
oldukça zordur. Kafası sürekli çalışır, ama vücudu zorla
itilmek ister. Olağanüstü bir durum olmazsa, çocuklukta Kova'nın sağlığı
mükemmeldir. Uranüs yakınmalarının nedenini teşhis etmek imkânsızdır.
Asıl dert yaşı ilerledikçe artan inatçılıkla başlar. Bu
insanlar hipnoza son derece yatkındırlar. Çoğu bunu bilinçli
olarak hisseder ve ne aşk ne de para için kendilerine hipnoz yapılmasına
izin verirler. Oysa bu bir hatâdır. Çünkü iyi hipnoz yapan bir doktorun
telkinleri onları sayısız korkularından başarıyla
kurtarabilir. Bunlar elektrik tedavisine de son derece iyi cevap verirler ve bu
da aynı derecede yararlı olur.
Kovalar dünyanın en iyi hafızasına sahip değillerdir, ama
pek fazla hafızaya da ihtiyaçları yoktur, çünkü bir çeşit görünmez
antenle öğrenmek istedikleri şeyleri sanki havadan kaparlar. Hiç bir
zaman ihtiyaç duymayacakları bilgilerle ne diye akıllarını
karıştırsınlar, nasıl olsa osmozlarıyla istedikleri
her şeye erişip elde edebildikten sonra? Bunların alışverişten eve
listedeki en önemli şeyleri alarak dönmeleri olasıdır. Çünkü,
kendilerine göre pek de önemli olmayan şeyleri hatırlamak zahmetine
katlanamazlar. Tipik bir kova efsanevi dalgın profesörün timsalidir. Öğleyin
City Squire motelinin önünde karısıyla buluşmayı kararlaştıran
birini tanıyorum. Ancak oraya erken gelmiş ve eski bir arkadaşına
rastlamıştı. .(Kovalar her zaman eski arkadaşlarına rastlarlar,
ister Afrika'da isterse Aleutian adalarında olsun, mutlaka tanıdıkları
birini bulacaklardır.) Eşi gülerek yaklaşırken, Uranüslü arkadaşıyla
derin bir sohbete dalmıştı... Eşi iyice yaklaşınca ona boş boş
bakmış, nezaketle şapkasını çıkartıp selâm
verdikten sonra dönüp arkadaşının koluna girmiş ve derin sohbetini
sürdürerek caddeden aşağı yürüyüp gitmişti. Öfke ve düş kırıklığı
içindeki kadıncağız yalnız ve unutulmuş bir halde o köşe
başında kalakalmıştı.
Uranüsün konsantrasyon gücü korkunç olabilir. Aynı zamanda, çevrelerinde
dönen işleri ve isterlerse, bunların arkasındakileri bir radar ekranı
gibi kapma yetenekleri vardır. Hararetli bir tartışmaya kendilerini
kaptırmışken, eğer radarlarını ona göre ayarlamayı
akıllarına koymuşlarsa, odanın öbür yanında neler olup
bittiğini hiç kaçırmadan tartışmayı sürdürebilirler.
Bazen Kova'nın söylediğiniz bir şeye hiç dikkat etmediğine
yeminler edebilirsiniz. Bir de bakarsınız ki, ertesi gün o söylediğiniz
şeyi size teyp gibi aynen tekrarlıyor. Eşini caddenin üstünde tek başına
bırakıp giden o dostum gibi bazen dalgınlığa kapılsa
bile, Uranüslünün unutkan görünürken tepeden tırnağa bilgi
edinme yeteneğini sakın küçümsemeyin.
Kova erkek ve kadının düşündükleri şeyler daima yarın için
bir ipucudur. Uranüsün bilinmeyene kendini kaptırma ve mistik sırlan
hiç uğraşmadan algılama konusundaki korkunç yeteneği O'na
garip ve yüksek derecede bir ruhsal kehanet sezgisi sağlar. Daha telefonu
çalmadan açan ve dahası, tek kelime konuşmadan hattın öbür ucunda
kim olduğunu bilen birini tanıyorum. Abraham Lincoln kendi ölümü
hakkında şaşırtıcı ayrıntılarla bazı şeyleri
sezmişti. Hemen hemen her Kova'nın sizin içinizdeki özlemleri anlamasını
sağlayan eşsiz bir hassasiyeti vardır. Hiç konuşmadan, sizin bile
farkında olmadığınız ruhunuzun derinliklerindeki bir
ihtiyacınızı anlar. Kova, bu sihirli anteni kullanarak görünmeyen
bir elektrik akımıyla kendi düşüncelerini de karşısındakine
geçirebilir. Telefonda konuşurken uzun bir sessizlik olunca, siz O'nun uyuduğunu
sanırken, O bir takım titreşimler göndermekte ve almakta olabilir.
Bazı Kovaların telgraf çekmek için telgraf makinesine ihtiyaçları
yoktur.
Bununla birlikte onların düşüncelerinde batıl olan hiçbirşey de
yoktur, îster müzisyen, isterse mekanik olsun, gerçek bir kova bilim adamı
konuyu keskin zekâsının süzgecinden geçirmeden hemen sonuca
atlamaz. Bununla birlikte, bir fikri kafasında geliştirdiği zaman o
fikir beynine kesinlikle yerleşir kalır. Kesinlikle diyorum. Toplumda ve hükümette
değişikliği çok sevdiği kadar, herhangi bir kişi hakkındaki
düşüncelerinde bir milim değişiklik yapmayacaktır. Dünyanın
ilerlemesi konusunda tamamiyle açık fikirlidir. Gelin görün ki, hiç
umulmayacak kadar tutucu olabilen kendi davranışları söz konusu
olunca kafası kilitlenir kalır. Bundan anlayabilirsiniz ki, onun
liberalizmi kendi çizgileri içinde sınırlıdır.
Kovalar yalan söylemeyi ve aldatmayı küçümserler ve borç vermekten de
almaktan da kaçınırlar. Parayı size hediye olarak vereceklerdir,
ama sakın borç almak istemeyin. Hiç Kova Jack Benny'nin omzuna bir
ellilik için dokundunuz mu? Jack olur diyerek sizi şaşırtabilir, ama
hemen geri vermeyi sakın unutmayın. Ödenmeyen, ya da geciktirilen bir
borç dostluğunuzda derin bir çatlak yaratabilir. Kovalar sözlerini
tutar, faturalarını öderler. Başkalarının da aynı şeyi
yapmasını beklerler. Taksit hesapları onları hiç de
heyecanlandırmaz ve kredi kartları korkutabilir. Ne var ki, bütün bu
dürüstlük aşkı bazen tartışılabilecek davranışlara dönüşebilir.
Kova, riyadan ve iki taraflı oynamaktan nefret ettiği kadar, sorulan
sorulara da öylesine kurnazca cevaplar verir ki, yanıltıcı bir
izlenim yaratır. Öyleyken, böyle bir ince aldatmaca yaparken başkasını
yakaladığı zaman son derece öfkelenecektir. Açıkça yalan
söylemez, ama öyle ustalıkla sizi aldatabilir ki, sürekli vaizliğini
yaptığı dürüstlükle en ufak bir ilgisi yoktur. Durmak
dinlenmek bilmeksizin gerçeği aramasıyla, kendi niyetlerini gizleme
arzusu çelişki yaratır. Kova, kendisi hakkındaki gerçeği öğrenmek
istiyorsa, bu dengesizliği kabul etmesi gerekir.
Kovalar idealist olmakla iyi puan alırlar; ama, gerçek idealizm kusursuz
sadakati ve iyimserliği içerdiği için, belki de bu iyi puanlar biraz
fazladır. Uranüslü, kaybedilmiş davalarla uzun süre kendini
aldatmayacak kadar akıllıdır. O, arzulanan şeylerin çoğunun,
çok yakından incelediği ve halâ çok sevdiği gök kuşağı
gibi hayal ürünü olduğunu bilir. Gelenek, görenek ve otorite O'nu hiç
etkilemez. Bunlara kibarca saygı gösterirse de, bunlar O'nun aldatıcı,
çarpık ve mantık dışı durumları açığa çıkarma
yolundaki önüne geçilmez hevesine engel olmaz.
Kova'nın kafası ve bedeni rüzgar gibi özgür olmalıdır.
Kova'yı bir yere bağlamaya çalışmak, kelebeğin uçmasına
engel olmaya, bahar esintisini dolaba hapsetmeye, ya da kış rüzgarım
şişeye kapatmağa çalışmaya benzer. Bu yapılamaz; hem dünyada
kim böyle bir şeyi denemek ister ? Gerçi O, zamanının çok
ilerisindedir ve O'nun görüş açısını yakalamakta zorluk çekersiniz,
ama bunu bir denemekte gene de yarar vardır. Denedikçe şaşkınlığınız
artsa bile, biraz da akıllanırsınız. Kova burcunun çiçeği
"defodil"dir. "daffy" yani "kaçık" sözcüğünün
nereden geldiğini şimdi anladınız sanırım.
Kova'nın ruhu ne yapacağı belli olmayan, şiddetli değişiklik
gezegeni Uranüs tarafından sürekli olarak parçalanır. Bu da O'nun
elektrik mavisi bir berraklıkla ileriyi, geleceği görmesini sağlar.
Kova'nın metali olan uranyum bile gerçekte bir metal olmayıp
radyoaktif kimyevi bir maddedir ve ancak bileşimler halinde bulunur. Atomik araştırmalarda
önemli bir maddedir ve sürekli bir şekilde bölünerek çoğalır.
Parlak şimşeğin sekiz keskin ışınının manyetik haşmeti
Kova'nın safirinde yansıyarak, O'nu tanımaya çalışanlara sırlarını
açıkça gösterebilir. Ancak, çok eskiden Satürn'ün bilgeliğinden
ilham alrmş olan yalnız kalbinin derinliklerini, eğer siz de
gelecekte yaşamıyorsanız, ancak bir an için görebilirsiniz.