YENGEC
İnsan Yengeç leri avlamanın en
iyi zamanı, ayın gümüş ışıklarını saçtığı
zamandır; geceleri rüyalar ülkesine gitmek için tepeden tırnağa
giyinip süslendikleri, renkli hayallere büründükleri zaman, genellikle onları
tanımak daha kolaydır. Ayışığı onlara çok güzel
yakışır; onların birçok huylarına benzer, değişken
duygularına uyar.
Berrak bir gecede kırda Ay'ı gözlemekle, Yengecin karakteri hakkında
pek çok ipucu elde edebilirsiniz. Şehirin tozu dumanı arasından
Ay'ı görmek zor olabilir, ama her zaman bir almanağı
inceleyebilirsiniz. Ay' m değişen şekline ve görünüşüne
dikkat edin. Büyüdükçe ve aydınlığı arttıkça, gökyüzünde
yavaş yavaş büyüyen kusursuz bir top şeklini alır. Küçüldükçe
yavaş yavaş gözden kaybolur ve gümüş gibi donuk bir pırıltıyla
parlayan incecik bir ışıktan başka birşey kalmaz.
Yengeç' in gelip geçici huylan Ay' a göre ayarlanmıştır, Yengeçde,
okyanus sularının alçalmasına ve yükselmesine neden olan aynı
gizemli Ay etkisi altındadır. Gene de, Ay hiçbir zaman değişmez.
Yalnızca öyle görünür. Aynı şekilde, Yengeç' de yükselen alçalan
tüm dalgalanmalarına karşın, hep aynı insan olarak kalır.
Böyle güvenilir dönemler halinde, değişkenliği içinde sürekliliği,
kendisini gördüğünüzde hangi fazda olduğunu bilirseniz, Yengeç' i
tanımanızı kolaylaştırır.
O' na ilk kez, çılgınca kahkahalar atarken rastlayabilirsiniz. O' nün
bu gülüşü, kaçamayacağınız kadar bulaşıcıdır.
Çınlaktan çıkan boğuk bir ses tonu alçalıp yükselerek sürer
gider. Fıkır fıkır fıkırdar, çağıl çağıl
çağıldar; sonunda iki yüz tavuğun iki yüz yumurta yumurtlarken
çıkardıkları gürültüyle gıdaklayarak bitirir. Eğlenceli
yaşam havasındayken, Yengeç1 i tanımakta hiç güçlük çekmezsiniz.
Her dakika bir kahkaha atarak, odadaki en neşeli insan olur. Eğer gösteriyi
yapan kendisi değilse, o zaman başka birinin antikalıklarına
gülecektir. Yengeç' ten daha çok şakayı seven başka bir insan
yoktur; ve normalde sessiz, nazik olan kişiliğine uymayan bir şekilde,
komik tarafının birden patlak vermesi çok şaşırtıcı
olur. Ay' in hiciv yeteneği derindedir, hiçbir zaman yüzeysel veya yapmacık
değildir; çünkü insan davranışlarının hassas bir
şekilde gözlemlenmesinden kaynaklanır. Yengeç bu çılgınca
Ay kahkahasını hergün atmaz, ama onu bodrumdaki eski sandığın
dibinden çekip çıkarıvermesi, bir an meselesidir.
Bunlar, dışa dönük Aslan' lar veya komik Yay' lar gibi dikkati çekmeye
çalışmazlar; ancak, dikkati çekmek istedikleri zaman, Yengeçlerde
anlaşılmaz bir göze çarpma yeteneği vardır. Bu beklenmeyen
davranış sizi yanıltmasın. Bunlar için için dikkati çekmekten
hoşlanırlar, herhangi bir şekilde baş haber olmaya bayılırlar,
ihtirasla ün peşinde koşan bir yengeç bulamazsınız( gerçek
bir ihtirasla hiçbir şeyin peşinden koşmaz), ama kuşkusuz
ondan kaçmaz da.. Alkışlardan kaç-maktansa onun kor gibi sıcaklığında
ısınmayı çok daha fazla tercih eder. Yengeç bazı şeylerden
kaçabilir, ama hiç kuşkunuz olmasın, beğenilmek bunlardan biri
değildir.
Çabuk soğuk algınlığına yakalanan bir insansanız,
melankoli dönemindeki bir Yengeç' le karşılaştığınız
zaman hemen yağmurluğunuzu giyin. Zira sizi, soğuktan tirtir
titreyinceye kadar, ıslak battaniyelere sarabilir. Yengeç mürekkep hokkasından
daha çok morarıp, sizi de okyanustan daha derin bir depresyonda boğabilir.
Yengeç korkularım genellikle Ay' in delice şakalarıyla örter,
ama o korkular herzaman O' nün içindedir, gece gündüz gölgeler içinde
gizlenen isimsiz tehlikelerin belli belirsiz korkularım hisseder. Karamsarlık
hiç yakasını bırakmaz, her zaman o güzelim tatlı hayalleri,
bozmak için tetiktedir. Yengeç hayallerinin bürümcük kanadan üstünde yıldızlara
yükselir; ancak, bu güzel rüyaların bozulmaması için, uzayın
sonsuzluğunda kaybolabileceğini söyleyip duran o sesi dinlememeyi öğrenmesi
gerekir. Ne var ki O, bu korkulan yenmeyi öğreninceye kadar, korkular Asil"
in topuğu olup, O' nün yüreğine yerleşir ve ne zaman çok yükseklere
uçmaya kalksa, keyfini kaçırır.
Yengeç in gözyaşları hiçbir zaman timsahın gözyaşlarına
benzemez; O' nün hassas kalbinin derin ırmaklarından taşar. Sert
bir bakışınızla veya sesinizin hırçın tonuyla O'
nün hassas duygularım yaralayabilirsiniz. Acımasızlık gözlerinin
yaşlarla dolmasına, ya da tümüyle içine kapanmasına neden
olabilir. (Gariptir, ama Yengeçlerin ateşi pek yükselmez; daha çok üşütmekten
yakınırlar.) Kırıldığı zaman bunu anlamanız
kolay olmaz, çünkü sitemli bir sessizliğe bürünür. Bazen, neredeyse
Akrebe has bir kinle misilleme yapabilir; ama genellikle bunu gizlice yapar.
Bununla birlikte, çoğunlukla ödeşmekten vazgeçerek, koruyucu kabuğunun
altına gizlenmekle yetinir. Bir kez O1 nü yaraladıktan sonra, günlerce
sivri bir sopayla dürtükleseniz de O' na erişemezsiniz. Telefona cevap
vermeyecek, kapıyı ve mektupları açmayacaktır. Yengeç
insanı kuşku, umutsuzluk ve üzüntü içinde, kendi içine çekilmek
ve yalnız kalmak ister. Tıpkı gerçek yengeçler gibi...
Bu da Yengeçlerin başka bir huyudur. Yengeç gibi olmak. Saati sorduğunuz
zaman ters bir cevap veren, tuzluğu vermesini istediğiniz zaman
neredeyse kafanızı koparacakmış gibi davranan biri, herhalde
arada sırada dünyadan nefret ettiren yengeçlik nöbetine yakalanmış
bir Yengeç' tir. O size kızmıyor. Yaşam O' nü düş kırıklığına
uğratmış. Ay değiştiği zaman, bunun üstesinden
gelecek ve gene o eski tatlı, nazik ve anlayışlı kendisi
olacaktır. Önünüzdeki bir hafta günlük gazeteyi izleyin veya med ve
cezrin geri dönmesini bekleyin.
iki esas Yengeç tipi vardır. Birinci tipin güzel yuvarlak bir yüzü,
yumuşak cildi, geniş gülümseyen bir ağzı, yuvarlak gözleri
ve bebek yüzlü bir görünüşü vardır. Ay' da gördüğünüz
adamı düşünün. Kusursuz bir Ay imajı, ikinci tipe daha sık
rastlanır. Yüzde şaşmaz " Yengeç görünüşü"
hemen dikkati çeker, Oldukça büyük bir kafatası, aşağı
doğru sarkan kaşlar, çıkık elmacık kemikleri göreceksiniz.
Kaşlar sürekli olarak çatıkmış gibi birbirine örülmüş
görünümdedir; tuhaf gelecek ama, çirkin değil ilginç görünürler. Göze
çarpan bir alt çene vardır, dişler ya biraz öne çıkık ya
da biraz düzensizdir. Gözler küçük ve genellikle birbirinden uzaktır.
Bazen hem Ay yüzünü, hem de Yengeç yüzünü kendinde birleştiren bir
Yengece rastlayabilirsiniz; ama her ikisi de o kadar belirgindir ki, onları
Yengeç burcunda doğan Ay insanları olarak tanımak kolaydır.
Bazıları tartışma götürmez şekilde tombuldur, ama büyük
çoğunluğu çarpıcı şekilde kemikli bir yapıya
sahiptir. Kollar ve bacaklar vücudun diğer kısımlarına
oranla fazla uzun olabilir. Omuzlar ortanın üstünde geniş, eller ve
ayaklar çoğunlukla ya olağanüstü küçük, veya oldukça büyüktür.
Yengeçlerin çoğunun üst kısmı biraz ağırdır ve
hızlı yürürken hafifçe iki yana sallanırlar, îster tombul,
isterse çöp gibi olsunlar, Yengeç kadınları genellikle
etekliklerinden çok daha büyük ölçüde süveter giyerler. Yahut da
kesinlikle düz göğüslüdürler. Her iki şekilde de, bu özellik
oldukça dikkat çekicidir. Dişi Yengeçlerin anatomilerinin bu bölümü
hiçbir zaman orta büyüklükte olmaz.
Tüm Ay insanlarının çok anlamlı yüzleri vardır. Bir konuşma
sırasında yüzlerinde binlerce ruh hali oynaşır. Bazen gıdaklarcasına
kahkahalarla gülen, sonra umutsuzlukla ağlayan- arada sırada sinirli
bir şekilde sizi tersleyen ve sonra siz O' nu kırınca saklanan
birini tanıyor musunuz? Size normal olarak nazik bir ilgi mi gösteriyor?
Hem ters huylu hem iyi kalpliyse, derin kuyular gibi yaratıcı hayal gücüyle,
büyüleyici bir konuşma yeteneği varsa, bu insan herhalde Haziran
sonunda, veya Temmuz' da doğmuştur. Yengeçlerde öyle bir hayal gücü
vardır ve duygulan öylesine yoğundur ki, bunları size de
hissettirebilirler. Onların düş gücünde sevinç ve umutsuzluk,
korku ve şefkat, keder ve coşku vardır ve her duyguyu hızla
güçlü belleğine kaydeder, Aynalar ve fotoğraf makineleri gibi, görüntüleri
yakalar ve aynen yansıtır. Her deneyim, fotoğraf gibi, O' nün
kalbinde iz bırakır. Yaşamın onlara öğrettiği hiçbir
dersi asla unutmadıkları gibi tarihin insanlığa öğrettiği
hiçbir dersi de unutmazlar, Yengeç geçmişe saygı duyar ve
iliklerine kadar bir vatanseverdir. Kendi ataları kadar tarihî kişiler
de merakını çeker. Antikalar, eski değerli yapıtlar ve eski
anılar koleksiyonu yapar. Geçmişe karşı doymak bilmeyen bir
merakı vardır. Yengeç bir çeşit zihinsel arkeologdur; sürekli
olarak büyüleyici gerçekleri eşeleyip çıkarmak ve öğrenmek
gayretindedir.
Yengeç, aynı zamanda bir sır küpüdür, însanlar otomatik olarak sırlarını
Yengece açarlar, ama O, hassas sezgileriyle insanların kafasının
içinde ne olduğunu zaten bilir. Yengeçlerin şefkati derindir ve büyük
ölçüde sezgiye dayanır. Aklına koyduğu zaman, O' ndan
gizlenebilecek hemen hemen hiçbir sır yoktur. Ama bu, tek yönlü bir
yoldur. Sizinle ilgili olarak öğrenebileceği herşeyi eninde
sonunda mutlaka öğrenir, ama siz O' nün özel düşüncelerini hiçbir
zaman öğrenemezsiniz. O, içindeki duyguları meraklı gözlerden
dikkatle gizler. Tipik bir yengeç insanı, kendi kişisel yaşamını
tartışmaktan hoşlanmaz, ama sizinkini dinlemekten zevk alır
ve Ay' in O' na verdiği sezgiyle, anlatmadığınız kısımları
da kolayca tahmin eder. Bununla birlikte, başkalarını yargılamaz.
Yalnızca bilgi toplar, düşünür ve düşüncelerini yansıtır.
Her ne kadar Yengeç, duygularını ayna gibi yansıtırsa da,
elde edebileceği birşey uğruna savaşmadan ondan vazgeçmez.
Bir deniz kıyısında yürüyün ve gerçek Yengeçlerin davranışlarını
gözleyin. Bir objeyi yakaladığı zaman( dikkat edin bu sizin başparmağınız
olmasın) yaşamı pahasına onu bırakmaz. Onu bırakmaktansa,
bir tırnağını feda etmeyi göze alır. Yengeç bir tırnağını
feda ederse, yerine yenisi çıkar ve böylece, yakaladığı
şeyi aynı inatçılıkla tutmayı sürdürebilir. Eğer
bir Yengeci gerçekten istediği birşeyden vazgeçirmeye çalışıyorsanız,
bu örnek size ders olsun. Yengeç, değer verdiği birşeyden asla
vazgeçmeyecektir. Bu da, sevdiği bir arkadaş veya akrabadan, bir
unvan veya mevkiye eski bir fotoğraftan, topukları yarı yarıya
aşınmış, yıpranmış eski ev terliklerine kadar
herşey olabilir.
Hazır deniz kıyısına inmişken, gerçek Yengecin âdetleri
hakkında birkaç not daha alıverin. Örneğin, onun yürüyüşü,...
Eğer gözü sizin başparmağınızdaysa, asla doğrudan
doğruya sizin ayağınıza doğru gelmeyecektir. Önce
birkaç adım geri gider. Sonra bir yana doğru hareket eder. Birdenbire,
hiçbir uyanda bulunmadan, öbür yana doğru yürür. Her zaman aksi yöne
doğru hareket ediyormuş gibi görünür. Ama her saniye hedefi gözlemektedir.
Eğer o lezzetli başparmak ondan uzaklaşmaya kalkışırsa,
dosdoğru ona doğru harekete geçecektir. Tırnaklannı başparmağınıza
geçirmesini istemiyorsanız, koşarak kaçmaya bakın. Gözünü
diktiği lokmayı kaybetme tehlikesi belirince, onu yakalamayı
kendisine iş edinir, insan Yengeç de bu taktikleri aynen taklit eder.
Yengeçler hiçbir zaman elde etmek istedikleri şeyin doğrudan doğruya
üstüne gitmezler. Onların stratejisi, doğrudan üstüne gitmeden önce,
her yöne doğru hareket etmektir. Onlar bu yer değiştirme oyununu,
birisi ödülü kendilerinden önce elde etmeye kalkışıncaya
kadar, süresiz olarak sürdürürler. Ondan sonra kartlar çabuk ve akıllıca
oynanır- Yengeç öne atılır, avını sımsıkı
yakalar ve bir daha bırakmaz.
Sıra cömertliğe ve başkalarına vermeye gelince de, Yengeçler
aynı şekilde davranırlar. Yengecin yüreği o kadar yumuşaktır
ki, başkasının yokluk çekmesine dayanamaz. Gerçekten üzülür
ve yardım etmek ister. Ancak, arkasına yaslanıp bekler,
kendisinden önce başka birinin harekete geçip geçmeyeceğini görmek
ister. Gerçekten gerekmiyorsa, neden kendi zamanını ve parasını
aptalca harcasın? Tüm başka kaynaklar kuruyup, başka birinden de
hiçbir yardım belirtisi gelmeyince, çaresiz kalan insanı Yengeç son
dakikada kurtaracaktır, iki kez dibi boylamanıza göz yumacak, ama
üçüncü kez tam denizin içinde kaybolacağınız zaman sizi
kurtaracaktır. Sizin boğulmanızı izleyemeyecek kadar iyi
kalplidir. Ancak, orada bir cankurtaran varsa, ya da siz kendiniz kıyıya
kadar yüzebilecek gibi görünüyorsanız, kuşkusuz sırılsıklam
ıslanmayı göze alarak denize atlamayacaktır. Bu bencillik veya
acımasızlık değil, yalnızca kendini korumaktır.
Yengeç' in koruyucu dış kabuğunun altında yumuşacık
bir kalbi vardır. Ama, zamanını, parasını ve duygularını
cömertçe başkalarıyla paylaşmak ihtiyacındadır ve
bunların her birini akıllıca dağıtmayı tercih
eder.O' nün son davranışı genellikle gerçekten büyük ve cömert
olacaktır. Gene de O' nün kafasına göre, suya atlamadan önce, gözetlemek
ve beklemek akıllıca bir iştir. Hiçkimse O' nu düşüncesizce
atılgan olmakla suçlayamaz.
Yengeç harekete geçince, arkasında-veya sizin arkanızda-bir çeşit
deneyim olmasını ister. Yengeç, ister kendisinin, isterse bir başkasının
deneyimleri üzerindeki kendi hareketlerini dikkatle hesaplar. Temel olarak, mâlî
güvenliğe veya başarıya ulaşmış bir örneğin
desteğine ihtiyacı vardır. Böyle bir güvenlik belgesi olmadan,
rastgele başını alıp gitmeye korkar, işlerinin çoğunun
başarıya ulaşması, her işin sonunu ustalıkla
getirmesi bunlardır. Doğal olarak, Yengeçler, karanlıkta derin
çukurlara pek düşmezler. Bir ateş burcunun etkisinde kalan Ay burcu,
veya yükselen burcu bir ateş burcu olan Yengeç, arada sırada kumar
oynayabilir; ama kaybederse, kendi iç yargılarının aksine
hareket ettiği için çok üzülür. Aslan veya Yay burçlarının
etkisi O' nu böyle bir harekete zorlamış olabilir, ama yenilgiden
sonra kendi burcuna dönünce, üzüntü başlar. Yengeç yanlış
birşey yapınca, kötü şansına omuz silkip geçerek şansını
yeniden deneyeceğine, o yanlışın üstünde kuluçkaya yatar,
ve tekrar bir şans yakalayıncaya kadar epeyce bir zaman geçer.
Kadın veya erkek Yengeç evini huşûya varan bir saygıyla sever.
Eski çağların kendilerini dine adamış papazlarından hiçbiri
mihrabını, Yengeç' in evini saydığından daha kutsal
saymamıştır. O' nün evinin duvarlarındaki şu sözler
dikkatinizi çekebilir: " Dünyada Ev Gibi Hiçbir Yer Yoktur, Ne Kadar Gösterişsiz
Olursa Olursa Olsun". (Evet, ikinci cümlenin önce yazılacağını
biliyorum, ama madem ki, Yengeç' in küçük kızı bunu böyle yazmış,
öyle ise bu Yengeç için bir şaheser, paha biçilmez bir incidir. Sık
sık hayranlıkla okur.) O' nün evi oynadığı, yaşadığı,
sevdiği, hayaller kurduğu, ve kendini güvende hissettiği yerdir.
Mesleğiyle ilgili olarak dünyanın yansını gezmiş bile
olsa, Yengeç burcundan hiçbir insan benim diyebileceği bir ocağı
olmadıkça mutlu olamaz. Uzun bir yolculuktan evine henüz dönmüş
olan bir Yengecin yüzündeki ifadeye dikkat edin. Mutlulukla kendinden geçtiğini
göreceksiniz.
Bir kenarında ne kadar çok parası olursa olsun, Yengeç kendini tam
bir güvenlik içinde hissetmez; ve ne kadar sevilirse sevilsin, her-zaman daha
fazlasına ihtiyaç duyar. Duygulan, tamamiyle rahatlayacak kadar güven
duymasına olanak vermez. Gelecekteki felâket olasılıklarına
karşı her zaman güvence biriktirir. Bazı Yengeçler yataklarının
altında büyük kanon kutular dolusu yiyecek saklarlar. Bunlar O' nü kâbuslardan
korur. Bu size gerçek dışı gibi gelebilir, ama söyler misiniz,
son kez ne zaman bir Yengeç' in yatağının alana baktınız?
Eğer orada konserve kutulan göremedinizse, dolapların raflarına
bakın. Orada 1943' teki bir ucuzluktan satın aldığı iki
düzine konserve kutusu kırmızı biber ve yirmisekiz kutu iyi
muhafaza edilmiş ekmek ufağı bulacaksınız. Bunları
niçin biriktiriyor? Böyle saçma sorular sormayın. Günün birinde kıtlık
olabilir.O hazırlıklıdır. ( Nuh peygamber herhalde Temmuz'
da doğmuştu. Tufan da O' nu dümenleri bozukken yakalayamamıştır.)
Tüm o kırmızı biberleri ve ekmek kırıntılarını
neden kullanmaz? Bu sorunun cevabı akla başka bir soru getiriyor. O
ondört çift yeni pijamayı ve yıllarca önce kendisine armağan
edilmiş olan yedi düzine kaşmir boyun atkısını neden
kullanmaz? Hepsi halâ orijinal paket kağıtlarının içinde
duruyorlar. Kimbilir? Belki de gelecek tufanda onları, sıcak tutsun
diye hayvanların boyunlarına sarmayı plânlıyordur! Olabilir.
O bu kadar uzağı düşünür ve kendisi orada olmasa bile, geçmişteki
felâketleri canlı olarak hatırlar. Yengeç' i sık sık suda
görürsünüz; şayet yüzmüyorsa, su kayağı yapıyordur ya
da en azından suyun içinde yürüyordur. Doğum haritasında yıldızların
kesin etkileri dalgalardan korkmasına neden olmuyorsa, boş zamanlarının
çoğunu plajda geçirdiğini görebilirsiniz. Birçok Yengeç' in kendi
tekneleri vardır. Bir düzine renkli televizyon setine ve elli limuzine
sahip olmaktansa, başı sıkışınca kaçabileceği
güzel küçük bir yatı olmasını tercih eder. Bazı Yengeçlerin
harikulade güzel yatları vardır; ama yat değil de sandal veya
kano bile olsa, Yengeç büyük bir sevinçle, mutluluğa doğru dümenini
kullanacak, küreğini çekecektir. Sanki Yengeç' in derin sularda kaybettiği
çok özel bir rüyası vardır ve onu arayıp durmaktadır. Tanıdığınız
Yengeçlerden yansından çoğu herhalde haftasonu denizcileridir. Belki
de onları çağıran Ay ve denizin med ve ceziridir. Her ne olursa
olsun, koleji bitirdiği yıl satın aldığı tenis
ayakkabılarını ayağına geçirip kendi güvertesinde yürürken
olduğu kadar hiçbir zaman mutlu olmamıştir.( Sakın O' na
yeni ayakkabılar almasını öğütlemeyin. Bu insanlar hakkında
anlamanız gereken bir tek şey vardır. Eğer bir şey
eskiyse, değerlidir. Yeniyse, kuşku duymak gerekir.)
Yengeçlerin duygulan vücutlarından daha güçlü olabilir. Üzüntü ve
korku O' nü hasta eder, neşe iyileştirir. Çoğunlukla paraca
iflas etmekten veya duygusal olarak ihtiyaç duyduğu, sevdiği birini
kaybetmekten korkar. Bankadaki veya kalbindeki güvenliği tehlikeye düştüğü
zaman, bilinç dışı olarak hastalığı veya kazaları
davet eden bir depresyona girebilir. Hareketli düş gücü, önemsiz bir
hastalığı ciddi ve kronik bir hastalığa çevirebilecek
kadar bozuk olabilir. Sıkıntılı olduğu zaman, olumlu sözlere,
kötü karşılıklar verebilir. Sonra da halden anlamadığınız
için acımasız olduğunuzu düşünebilir. Ne var ki, ne söylerse
söylesin, Yengeç' in hastayken en son gerek duyduğu şey, sempatidir.
Korku verici olasılıkları düşünerek melankoliye kapılırsa,
gerçek sıkıntıyı davet etmiş olur, ve iyileşmesi
de iki kat daha uzun sürebilir.
Vücutlarının en hassas bölgeleri, göğüs bölgesi, dizler, böbrekler,
idrar kesesi ve deridir. Baş ve yüz, mide ve sindirim sistemi de hassas bölgeleridir.
Ülseri aslında Yengeçler icat etmiştir. Ama, sakinliğini
koruyanlar, ve sıkıntılı zamanlarında o harika şakacılığını
yardıma çağıranlar, çok ileri yaşlarına kadar kolayca
sağlıklı kalabilirler. Bunlar sımsıkı mutluluğu
yakalar ve bırakmazlarsa, eski çaydanlık' kulplarına yapıştıkları
gibi, aynı inatla ve dört elle hayata sarılma gücüne de sahip
olurlar. Neşe, iyimserlik ve kahkaha, hergün büyük dozlarda alınırsa,
Yengeçlerin vücut ve akıl sağlığını koruyacaktır.
Yengeç birşeyi hissettiğini hayal ederse, onu gerçekten hisseder. Başka
hiçbir burç olumsuz düşüncelerin hastalık getirmesine bu kadar
yatkın değildir; gene başka hiçbir burç kendi kendini iyileştirmekte
böylesine mucizeler yaratamaz. Bu garip bir çelişkidir ve Yengeçler
iyice düşünüp taşınırlarsa bundan büyük ölçüde
yararlanabilirler.
Pek çok Yengeç insanı çiçek yetiştirmeye yeteneklidir, ilgi dolu
bir sevgiyle bakıp suladıkları çok güzel bahçeler yetiştirirler.
Bunların çoğunun çok yeşil, bereketli banka hesaplan da vardır,
ve onları da aynı şekilde kendilerini adayarak geliştirirler.
Para gelip Yengeç1 e yapışır, o da bunu hissetmekten hoşlanır
ve paranın gelip kendisine yapışmasına olanak sağlar.
Bunlar parayı tutumlu bir şekilde harcarlar, yani en az şekilde.
Doğum haritasında savurgan etkiler bile olsa, Yengeç yağmurlu günler
için bir kenara birkaç dolar saklar. Eğer size iflas ettiğini söylerse,
son birkaç bin dolan kaldığını söylemek istiyordur. O' na
göre bu çok umutsuz bir durumdur. Fonları idare etmekte hiç kimse Yengeçten
daha yetenekli değildir ( Boğa, Oğlak veya Başak hemen arkasından
gelebilir). O, para biriktirmekte ve onu, diktiği ağaçlar ve çiçekler
gibi geliştirip büyütmekte uzmandır. Para O1 nün inatçı
ellerinde hiç eksilmez ve becerikli parmaklarının arasından kayıp
gitmez. Yengeci, deste deste parayı, sadece ondan kurtulmanın
sevincini yaşamak için pencereden savururken göremezsiniz. O1 nün cömertliğini,
ancak gene kendi ihtiyatı geçebilir. Yengeç burcundan John D.
Rockefeller, onca parayı küçük çocuklara dağıttığı
zaman, herhalde kendisinin aşın savurgan olduğunu düşünmüştü;
bir yandan ekonomi öğretirken, aynı zamanda çılgınca para
harcama eğlencesine devam etmek O' nü güldürmüş olmalı. Gene
de yengeç, hoşlandığı veya sevdiği biri gerçekten sıkıntıya
düştüğü zaman, elindekini avucundakini severek paylaşacaktır.
Bir çocuk O' nü sevgili parasından ayırmakta hiç bir zaman güçlük
çekmez; ama O, bir kutu fasulyede iki sent fazla alan bir bakkalın üstüne
yürüyecektir.
Yengeçlere göre yiyecek, nasıl oluyorsa, güvenliği temsil eder. Gerçekten
yesin ya da yemesin, kiler yiyecekle dolup taştığı zaman,
yengeç kendini daha çok güvende hisseder. Yalnızca yiyecekten söz etmek
bile O'nun anlamlı yüzüne pembemsi bir pırıltı,verir, açlık
öyküleri de O' nü gerçekten büyük bir korkuya düşürür. Yengeçler
açlık korkusuyla yürekten ilgilenir ve dünyadaki her boş mideye karşı
bir sorumluluk duyarlar.( Ünlü matematikçi astrolog Cari Payne Tobey, Yengeç
burcundan Nelson Rockefeller' in seçim kampanyası sırasında süpermarketlerde
şu politik sloganı kullandığım vurgulamıştı:
"O, ilgileniyor".) Bir Yengeç için yiyecek israfı büyük bir
suçtur. O' ndan istediğiniz her türlü yardımı elde
edebilirsiniz, ancak tabağınızı temizlemeye dikkat edin.
Her iki cinste de güçlü bir annelik içgüdüsü vardır. Bunlar her
zaman ağzınıza sıcak yemek tıkıştırmaya,
veya gecenin nemli havasına karşı sizi sarıp sarmalamaya çalışırlar.
Yengeçler arkadaşlarına ve sevdiklerine bebek gibi davranırlar
ve korumak için üstlerine düşerler. Ay etkisindeki duygularını
derinden etkileyen şu üç şeyi birbirinden ayırmak onlar için
zordur - çocuklar, yiyecek ve para.
Yengecin hassas yapısı sert bir kabukla örtülmüştür, ve fırtınalı
denizlerden sakınacak kadar akıllıdır.Yaşamının
yansını kuru toprakta, öbür yansını durgun sularda geçirir.
Parlak açık sanlar ve ayışığının donuk pırıltılı
renklerini giyer, ve güçlü duygularını uçuk yeşil leylâk
rengi ve eflâtunun alçakgönüllü tonları arkasına gizler.
Her Yengeçte bir parçacık ay çılgınlığı vardır.
O, süsenler arasında iki zambakla yedi beyaz gülün yetiştiği
vahşi ve gizli bir yer bilir. Bazen uzaklardaki bu bahçenin anısı
O' nü kahkahalarla güldürür. Arada sırada üzüntüyle ağlamasına
da neden olur. Yengeç, gümüş rengi rüyalarını dalgaların
kıyıya getirmesini beklerken, başkalarının dikkatsizce
kumlara düşürdükleri elmasları, incileri ve ay taşlarını
sabırla toplar.